KozmikRüya
New member
Eğer görüşmeler iyi giderse, Pazar günü Batı Asya'da ya da en azından Gazze'de ölüm makineleri sessizce düşecek. ABD ve Katar'ın İsrail ile Hamas arasında savaşı sona erdirmek için bir anlaşmaya vardığı bildiriliyor.
Mağduriyetin sona ermesi için uzun bir bekleyiş oldu. Cinayetler, 7 Ekim 2023'te Gazze'deki Hamas militanlarının Yahudi bayramında İsrail'e saldırmasıyla başladı. Hiçbir şeyden şüphelenmeyen sivilleri ve bazı askerleri ayrım gözetmeksizin vurup kaçırıyorlardı. En kötü saldırı, yüzlerce genç İsraillinin parti yaptığı bir müzik festivalinde gerçekleşti. Bunların tamamı saldırganların vücuda monte edilen kameraları aracılığıyla canlı olarak yayınlandı. İsrail güçleri son silahlı kişiyi de etkisiz hale getirdiğinde ceset sayısı 1.200'ü aşmıştı. 250'den fazla rehine, tüm ev yakıldıktan sonra bile keşfedilmeden bir yer altı labirentinde saklanmak üzere Gazze'ye taşındı.
Belki de 2008'deki Mumbai terör saldırılarından bu yana herhangi bir ülkeye yapılan en dramatik ve korkunç sınır ötesi saldırı, o kadar büyük bir güç gösterisini tetikledi ki, dünyayı dehşete düşürdü. Şok dalgaları bölgesel haritayı hissedilir derecede farklı bıraktı. Toplumları parçaladı ve kurumları böldü. Yara izleri o kadar derin ki uzun sürede iyileşmeyecek. Aynı zamanda Arap uluslarının küstahlığa varan dikkat çekici pragmatizmini de ortaya çıkardı.
Moloz durumuna küçültülmüş
Çok sayıda rapora göre, 15 ay süren savaşta önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 46 bin Gazzeli hayatını kaybetti. Gazze'nin büyük bir kısmı yerle bir edildi ve yaşanmaz hale getirildi. İsrail'in 1.61.600'den fazla evi yıktığı ve 1.94.000 diğer sivil yapıya zarar verdiği tahmin ediliyor. 2,2 milyon Gazzeli'nin 1,9 milyondan fazlası mülteci haline geldi ve bunların çoğu Şeridi'nin kuzeyinde küçük bir köşeye sıkıştı. 1000'den fazla tıbbi tesis yok edildi; Refah'ta tek bir hastane yok. Ekonomik kaybın 37 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Hamas'ın siyasi lideri İsmail Heniye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama törenine katılmak üzere gittiği Tahran'da suikasta kurban gittiğinde başı kesilmişti. Savaş direktörü Yahya Sinwar, geçen yıl Hamas saldırısının birinci yıldönümünden hemen sonra Gazze'de öldürüldü. Ölmekte olan bir Sinwar'ın İsrail askeri insansız hava aracına meydan okurcasına bir tahta parçası fırlattığını gösteren Haber, Hamas'ın katliama rağmen geri adım atmayacağına işaret ediyordu. 2024 sonu itibarıyla İsrail savaşa 67 milyar doların üzerinde para harcamıştı. Eylül 2024'e kadar ABD'ye yaklaşık 23 milyar dolara mal olmuştu. Ancak harabelerde ya da daha büyük olasılıkla yer altında bir yerlerde yaklaşık yüz İsrailli rehin kaldı.
anlaşma
Peki, Kasım 2023'teki ilk başarılı müzakereden bu yana başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerin bulamadığı yeni anlaşmada kabul edilebilir yeni orta yol nedir? Ne de olsa savaşın asıl amacı olan rehinelerin serbest bırakılmasına ulaşılamadı. Sadece bu da değil, İsrail, 7 Ekim'den sonra tutuklananlar ve muhtemelen Hamas savaşçıları da dahil olmak üzere 1000'den fazla Filistinliyi esir değişimi kapsamında serbest bırakacak. Bu, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce masum Gazzeli, Hamas saldırısının bedelini hayatlarıyla öderken, savaşçılarının canlı, hapishanelerde sertleşmiş ve başka bir gün savaşmaya hazır olarak geri dönebileceği anlamına geliyor.
20 Aralık 2024'te, Amerikalı gazeteci Seymour Hersh (1960'larda Vietnam'daki My Lai köylülerinin ABD birlikleri tarafından katledilmesinin örtbas edilmesiyle ünlü) İsrail-Hamas ateşkes anlaşmasının gündemde olduğunu yazdı. çalışıyor. Az önce açıklanan anlaşmanın ana hatları raporundakiyle neredeyse aynı. Kamuya açıklanan anlaşmada yer almayan ancak Hersh'ün İsrail kaynaklarına dayalı hesabında mevcut olan önemli bilgilerden biri, Suudi Arabistan'ın rolü ve karşılıksız ödemeydi. Hersh, ABD Başkanı Donald Trump'ın saldırgan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yumruğunu sallamasının ardından mümkün olduğu bildirilen anlaşmaya göre, İran'ın nükleer silaha sahip olması halinde ABD'nin nükleer şemsiyesini Suudi Arabistan'a kadar genişleteceğini yazdı. Buna karşılık Suudiler, Gazze'nin yeniden inşasını finanse edecek, İsrail savaş uçakları Suriye'ye saldırdığında gözlerini kaçıracak ve bir zamanların ezeli rakibinin kendi topraklarındaki bir hava sahasına erişmesine izin verecek.
İran, Hizbullah lideri Nasrallah'a suikast düzenledikten ve “çağrı cihazı saldırısında” çok sayıda kişiyi öldürdükten sonra İsrail'i füze yağmuruyla vurduğunda, Tel Aviv, savaş uçaklarının hedeflere ulaşmak için kat etmesi gereken mesafe nedeniyle misillemesini hassas bir şekilde planlamak zorunda kaldı. Düşman bölgesinin derinliklerinde. Ancak uçaklar Suudi Arabistan'dan kalksaydı bu hedeflere birkaç dakika uzaklıkta olacaktı. Böylece, 460 günden fazla bir süredir esaret altında kalan İsrailli rehineler, Tel Aviv'in İran'a daha yakın bir atış yapmasının bedelini ödedi.
Sonrası
Batı Asya'da son 50 yılda yaşanan çatışmaların neredeyse tamamı, bir şekilde Filistin meselesine ve hala çözülmemiş iki devletli çözüme bağlanıyor. Filistin'de eğitimli aktivistler ve devrimciler 1979'da İran'da Şah'ın devrilmesine yardımcı oldu. Bu rejim o zamandan bu yana bölgede Hizbullah, Hamas ve Husiler de dahil olmak üzere çok sayıda grubun oluşmasına yardımcı oldu.
Ateşkes anlaşmasının -eğer varsa- Suudi yönü eninde sonunda ortaya çıkacak olsa da, ABD ve Körfez'deki büyük güçlerin İran'ı askeri açıdan çevrelemeye karar verdikleri açık. Suriye'de Türkiye'nin örtülü desteğiyle gerçekleşen rejim değişikliği İran-Rusya tedarik ve destek bağını koparırken, İsrail de Filistin'de Hamas'ı, Lübnan'da Hizbullah'ı ezdi. İsrail, ABD ve İngiltere, Kızıldeniz'den geçen gemilere yönelik saldırıları küresel ticareti sekteye uğratan İran destekli bir diğer grup olan Yemen merkezli Husilere ortak hava saldırıları düzenledi. Sırada ne olurdu? İran'da rejim değişikliği mi? Belki de bu, emlak kralıyken diplomata dönüşen Steve Witkoff'un bir sonraki görevi olacak.
(Dinesh Narayanan, Delhi merkezli bir gazeteci ve 'RSS And The Making Of The Deep Nation' kitabının yazarıdır.)
Yasal Uyarı: Bunlar yazarın kişisel görüşleridir
Mağduriyetin sona ermesi için uzun bir bekleyiş oldu. Cinayetler, 7 Ekim 2023'te Gazze'deki Hamas militanlarının Yahudi bayramında İsrail'e saldırmasıyla başladı. Hiçbir şeyden şüphelenmeyen sivilleri ve bazı askerleri ayrım gözetmeksizin vurup kaçırıyorlardı. En kötü saldırı, yüzlerce genç İsraillinin parti yaptığı bir müzik festivalinde gerçekleşti. Bunların tamamı saldırganların vücuda monte edilen kameraları aracılığıyla canlı olarak yayınlandı. İsrail güçleri son silahlı kişiyi de etkisiz hale getirdiğinde ceset sayısı 1.200'ü aşmıştı. 250'den fazla rehine, tüm ev yakıldıktan sonra bile keşfedilmeden bir yer altı labirentinde saklanmak üzere Gazze'ye taşındı.
Belki de 2008'deki Mumbai terör saldırılarından bu yana herhangi bir ülkeye yapılan en dramatik ve korkunç sınır ötesi saldırı, o kadar büyük bir güç gösterisini tetikledi ki, dünyayı dehşete düşürdü. Şok dalgaları bölgesel haritayı hissedilir derecede farklı bıraktı. Toplumları parçaladı ve kurumları böldü. Yara izleri o kadar derin ki uzun sürede iyileşmeyecek. Aynı zamanda Arap uluslarının küstahlığa varan dikkat çekici pragmatizmini de ortaya çıkardı.
Moloz durumuna küçültülmüş
Çok sayıda rapora göre, 15 ay süren savaşta önemli bir kısmı kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 46 bin Gazzeli hayatını kaybetti. Gazze'nin büyük bir kısmı yerle bir edildi ve yaşanmaz hale getirildi. İsrail'in 1.61.600'den fazla evi yıktığı ve 1.94.000 diğer sivil yapıya zarar verdiği tahmin ediliyor. 2,2 milyon Gazzeli'nin 1,9 milyondan fazlası mülteci haline geldi ve bunların çoğu Şeridi'nin kuzeyinde küçük bir köşeye sıkıştı. 1000'den fazla tıbbi tesis yok edildi; Refah'ta tek bir hastane yok. Ekonomik kaybın 37 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Hamas'ın siyasi lideri İsmail Heniye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın göreve başlama törenine katılmak üzere gittiği Tahran'da suikasta kurban gittiğinde başı kesilmişti. Savaş direktörü Yahya Sinwar, geçen yıl Hamas saldırısının birinci yıldönümünden hemen sonra Gazze'de öldürüldü. Ölmekte olan bir Sinwar'ın İsrail askeri insansız hava aracına meydan okurcasına bir tahta parçası fırlattığını gösteren Haber, Hamas'ın katliama rağmen geri adım atmayacağına işaret ediyordu. 2024 sonu itibarıyla İsrail savaşa 67 milyar doların üzerinde para harcamıştı. Eylül 2024'e kadar ABD'ye yaklaşık 23 milyar dolara mal olmuştu. Ancak harabelerde ya da daha büyük olasılıkla yer altında bir yerlerde yaklaşık yüz İsrailli rehin kaldı.
anlaşma
Peki, Kasım 2023'teki ilk başarılı müzakereden bu yana başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerin bulamadığı yeni anlaşmada kabul edilebilir yeni orta yol nedir? Ne de olsa savaşın asıl amacı olan rehinelerin serbest bırakılmasına ulaşılamadı. Sadece bu da değil, İsrail, 7 Ekim'den sonra tutuklananlar ve muhtemelen Hamas savaşçıları da dahil olmak üzere 1000'den fazla Filistinliyi esir değişimi kapsamında serbest bırakacak. Bu, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce masum Gazzeli, Hamas saldırısının bedelini hayatlarıyla öderken, savaşçılarının canlı, hapishanelerde sertleşmiş ve başka bir gün savaşmaya hazır olarak geri dönebileceği anlamına geliyor.
20 Aralık 2024'te, Amerikalı gazeteci Seymour Hersh (1960'larda Vietnam'daki My Lai köylülerinin ABD birlikleri tarafından katledilmesinin örtbas edilmesiyle ünlü) İsrail-Hamas ateşkes anlaşmasının gündemde olduğunu yazdı. çalışıyor. Az önce açıklanan anlaşmanın ana hatları raporundakiyle neredeyse aynı. Kamuya açıklanan anlaşmada yer almayan ancak Hersh'ün İsrail kaynaklarına dayalı hesabında mevcut olan önemli bilgilerden biri, Suudi Arabistan'ın rolü ve karşılıksız ödemeydi. Hersh, ABD Başkanı Donald Trump'ın saldırgan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yumruğunu sallamasının ardından mümkün olduğu bildirilen anlaşmaya göre, İran'ın nükleer silaha sahip olması halinde ABD'nin nükleer şemsiyesini Suudi Arabistan'a kadar genişleteceğini yazdı. Buna karşılık Suudiler, Gazze'nin yeniden inşasını finanse edecek, İsrail savaş uçakları Suriye'ye saldırdığında gözlerini kaçıracak ve bir zamanların ezeli rakibinin kendi topraklarındaki bir hava sahasına erişmesine izin verecek.
İran, Hizbullah lideri Nasrallah'a suikast düzenledikten ve “çağrı cihazı saldırısında” çok sayıda kişiyi öldürdükten sonra İsrail'i füze yağmuruyla vurduğunda, Tel Aviv, savaş uçaklarının hedeflere ulaşmak için kat etmesi gereken mesafe nedeniyle misillemesini hassas bir şekilde planlamak zorunda kaldı. Düşman bölgesinin derinliklerinde. Ancak uçaklar Suudi Arabistan'dan kalksaydı bu hedeflere birkaç dakika uzaklıkta olacaktı. Böylece, 460 günden fazla bir süredir esaret altında kalan İsrailli rehineler, Tel Aviv'in İran'a daha yakın bir atış yapmasının bedelini ödedi.
Sonrası
Batı Asya'da son 50 yılda yaşanan çatışmaların neredeyse tamamı, bir şekilde Filistin meselesine ve hala çözülmemiş iki devletli çözüme bağlanıyor. Filistin'de eğitimli aktivistler ve devrimciler 1979'da İran'da Şah'ın devrilmesine yardımcı oldu. Bu rejim o zamandan bu yana bölgede Hizbullah, Hamas ve Husiler de dahil olmak üzere çok sayıda grubun oluşmasına yardımcı oldu.
Ateşkes anlaşmasının -eğer varsa- Suudi yönü eninde sonunda ortaya çıkacak olsa da, ABD ve Körfez'deki büyük güçlerin İran'ı askeri açıdan çevrelemeye karar verdikleri açık. Suriye'de Türkiye'nin örtülü desteğiyle gerçekleşen rejim değişikliği İran-Rusya tedarik ve destek bağını koparırken, İsrail de Filistin'de Hamas'ı, Lübnan'da Hizbullah'ı ezdi. İsrail, ABD ve İngiltere, Kızıldeniz'den geçen gemilere yönelik saldırıları küresel ticareti sekteye uğratan İran destekli bir diğer grup olan Yemen merkezli Husilere ortak hava saldırıları düzenledi. Sırada ne olurdu? İran'da rejim değişikliği mi? Belki de bu, emlak kralıyken diplomata dönüşen Steve Witkoff'un bir sonraki görevi olacak.
(Dinesh Narayanan, Delhi merkezli bir gazeteci ve 'RSS And The Making Of The Deep Nation' kitabının yazarıdır.)
Yasal Uyarı: Bunlar yazarın kişisel görüşleridir