KozmikRüya
New member
Trudeau’nun “inandırıcı iddialar” açıklaması Hindistan ile ikili ilişkilerde kopmaya neden oldu
Ottawa:
The Washington Post’un haberine göre, Hintli yetkililerin Sih ayrılıkçı lider Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesine karıştığı yönünde patlayıcı iddialarda bulunmadan haftalar önce Kanadalı yetkililer, ABD de dahil olmak üzere müttefiklerinden cinayetin kamuoyu önünde kınanmasını istediler ancak isteksizlikle karşılandılar.
Raporda, aynı durumun, Biden yönetimi ve müttefiklerinin bölgedeki önemli bir oyuncu olan Hindistan ile ilişkileri yönlendirmeye çalışırken karşılaştığı diplomatik zorlukların da altını çizdiği belirtildi.
Kanada vatandaşı Nijjar’a 18 Haziran’da düzenlenen suikast iddiası, Yeni Delhi’deki Eylül 20 Grubu zirvesinden önceki haftalarda Beş Göz ülkelerinden üst düzey yetkililer arasında perde arkası tartışmalara yol açtı.
Ancak The Washington Post’a göre Başbakan Narendra Modi için önemli bir olay olarak görülen zirve öncesinde kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadı.
Raporda, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun parlamentoda “inandırıcı iddialar” açıklamasının Hindistan ile ikili ilişkilerde önemli bir kopmaya neden olduğu ve bunun sonucunda Ottawa’daki Hintli bir diplomatın sınır dışı edilmesiyle sonuçlandığı belirtildi.
Başbakan Trudeau Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Kanada güvenlik kurumları, Hindistan Hükümeti ajanları ile Kanada vatandaşı Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesi arasında potansiyel bir bağlantı olduğuna dair inandırıcı iddiaları aktif olarak takip ediyor.” dedi.
Ancak Salı günü Yeni Delhi, Kanada’nın, Khalistan Kaplan Gücü şefi ve ‘terörist’ olarak tanımlanan Khalistan yanlısı lider Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesinde Hintli ajanların rol oynadığı yönündeki iddialarını reddetti.
Post’un raporunda, Trudeau yönetiminin Hintli bir diplomatı sınır dışı etmesine misilleme olarak Yeni Delhi’nin, Hindistan’da ülke adına casusluk yaptığına inanılan Kanadalı bir elçinin beş gün içinde ülkeyi terk etmesi emrini verdiği belirtildi.
Washington Post’un haberine göre Trudeau, Kanada’nın durumu kışkırtmak veya tırmandırmak niyetinde olmadığını vurgularken, Hindistan suçlamayı “saçma ve motive edici” bularak reddetti ve odak noktasını Kanada’da barınan Halistanlı teröristlere ve aşırılık yanlılarına kaydırdı.
Dışişleri Bakanlığı (MEA) yaptığı açıklamada, “Kanada Başbakanının Parlamentodaki açıklamasını ve Dışişleri Bakanının açıklamasını gördük ve reddediyoruz. Hindistan Hükümeti’nin herhangi bir eyleme karıştığı iddiaları” Kanada’daki şiddet eylemleri saçma ve gerekçelidir.”
Raporda, Nijjar’ın 2020 yılında güvenlik kurumları tarafından terörist olarak tanımlandığı ve Pencap’taki saldırıları desteklemekle suçlandığı, Hindistan’ın 2022’de iadesini istediğini ve onu aynı yıl Pencap’ta bir Hindu rahibin öldürülmesiyle ilişkilendirdiği belirtildi.
Rapora göre Hindistan, önemli Sih topluluklarının bulunduğu Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD gibi ülkelere Halistan hareketini çökertmeleri için baskı yapıyordu. Londra ve San Francisco’da Khalistan yanlısı protestolar meydana geldi ve Hindistan hükümetiyle gerginliğe neden oldu.
Bu diplomatik tartışma, Batılı ulusların Başbakan Modi’nin otoriter politikalarını eleştirmekten kaçınırken Hindistan’la jeopolitik ve ticari ortaklıklarını güçlendirmeye çalışmasıyla ortaya çıkıyor.
Güney Asya analisti Michael Kugelman, Kanada’yı müttefik olarak kabul ederken, Hindistan’la ilişkilerini önemli bir stratejik ortak olarak değerlendirerek Batılı hükümetlerin karşı karşıya olduğu ikileme dikkat çekti.
The Washington Post’a göre, Eylül ayında Hindistan’da düzenlenen G20 zirvesi, Trudeau’nun Başbakan Modi ile resmi ikili görüşmelerin kenara çekilmesi ve reddedilmesiyle gerilime damgasını vurdu. Zirvenin oturum aralarında Halistan meselesinin tartışılması ilişkilerin daha da gerginleşmesine neden oldu.
Washington Post’un haberine göre, Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, Trudeau’nun iddiaları Başkan Biden ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile gündeme getirdiğini, konunun BM Genel Kurulu’nda tartışılmasının beklendiğini belirtti.
Buna cevaben Washington derin endişesini dile getirdi ve Kanada’da soruşturma yapılmasının ve faillerin adalete teslim edilmesinin önemini vurguladı. Avustralya da konuyu Hindistan’la üst düzey düzeylerde gündeme getirdi.
Nijjar suikastına ilişkin iddialar, Kanada’daki Khalistan destekçileri konusunda uzun süredir devam eden sorunu yoğunlaştırdı ve bunun küresel jeopolitik ve dış müdahale açısından potansiyel sonuçlar doğurdu.
The Washington Post’un haberine göre, durum karmaşık olmaya devam etse de, Batılı ulusların müttefikleri ve hızla gelişen küresel alanda stratejik ortaklıkları arasında tutması gereken hassas dengenin altını çiziyor.
Ottawa:
The Washington Post’un haberine göre, Hintli yetkililerin Sih ayrılıkçı lider Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesine karıştığı yönünde patlayıcı iddialarda bulunmadan haftalar önce Kanadalı yetkililer, ABD de dahil olmak üzere müttefiklerinden cinayetin kamuoyu önünde kınanmasını istediler ancak isteksizlikle karşılandılar.
Raporda, aynı durumun, Biden yönetimi ve müttefiklerinin bölgedeki önemli bir oyuncu olan Hindistan ile ilişkileri yönlendirmeye çalışırken karşılaştığı diplomatik zorlukların da altını çizdiği belirtildi.
Kanada vatandaşı Nijjar’a 18 Haziran’da düzenlenen suikast iddiası, Yeni Delhi’deki Eylül 20 Grubu zirvesinden önceki haftalarda Beş Göz ülkelerinden üst düzey yetkililer arasında perde arkası tartışmalara yol açtı.
Ancak The Washington Post’a göre Başbakan Narendra Modi için önemli bir olay olarak görülen zirve öncesinde kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadı.
Raporda, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun parlamentoda “inandırıcı iddialar” açıklamasının Hindistan ile ikili ilişkilerde önemli bir kopmaya neden olduğu ve bunun sonucunda Ottawa’daki Hintli bir diplomatın sınır dışı edilmesiyle sonuçlandığı belirtildi.
Başbakan Trudeau Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Kanada güvenlik kurumları, Hindistan Hükümeti ajanları ile Kanada vatandaşı Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesi arasında potansiyel bir bağlantı olduğuna dair inandırıcı iddiaları aktif olarak takip ediyor.” dedi.
Ancak Salı günü Yeni Delhi, Kanada’nın, Khalistan Kaplan Gücü şefi ve ‘terörist’ olarak tanımlanan Khalistan yanlısı lider Hardeep Singh Nijjar’ın öldürülmesinde Hintli ajanların rol oynadığı yönündeki iddialarını reddetti.
Post’un raporunda, Trudeau yönetiminin Hintli bir diplomatı sınır dışı etmesine misilleme olarak Yeni Delhi’nin, Hindistan’da ülke adına casusluk yaptığına inanılan Kanadalı bir elçinin beş gün içinde ülkeyi terk etmesi emrini verdiği belirtildi.
Washington Post’un haberine göre Trudeau, Kanada’nın durumu kışkırtmak veya tırmandırmak niyetinde olmadığını vurgularken, Hindistan suçlamayı “saçma ve motive edici” bularak reddetti ve odak noktasını Kanada’da barınan Halistanlı teröristlere ve aşırılık yanlılarına kaydırdı.
Dışişleri Bakanlığı (MEA) yaptığı açıklamada, “Kanada Başbakanının Parlamentodaki açıklamasını ve Dışişleri Bakanının açıklamasını gördük ve reddediyoruz. Hindistan Hükümeti’nin herhangi bir eyleme karıştığı iddiaları” Kanada’daki şiddet eylemleri saçma ve gerekçelidir.”
Raporda, Nijjar’ın 2020 yılında güvenlik kurumları tarafından terörist olarak tanımlandığı ve Pencap’taki saldırıları desteklemekle suçlandığı, Hindistan’ın 2022’de iadesini istediğini ve onu aynı yıl Pencap’ta bir Hindu rahibin öldürülmesiyle ilişkilendirdiği belirtildi.
Rapora göre Hindistan, önemli Sih topluluklarının bulunduğu Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD gibi ülkelere Halistan hareketini çökertmeleri için baskı yapıyordu. Londra ve San Francisco’da Khalistan yanlısı protestolar meydana geldi ve Hindistan hükümetiyle gerginliğe neden oldu.
Bu diplomatik tartışma, Batılı ulusların Başbakan Modi’nin otoriter politikalarını eleştirmekten kaçınırken Hindistan’la jeopolitik ve ticari ortaklıklarını güçlendirmeye çalışmasıyla ortaya çıkıyor.
Güney Asya analisti Michael Kugelman, Kanada’yı müttefik olarak kabul ederken, Hindistan’la ilişkilerini önemli bir stratejik ortak olarak değerlendirerek Batılı hükümetlerin karşı karşıya olduğu ikileme dikkat çekti.
The Washington Post’a göre, Eylül ayında Hindistan’da düzenlenen G20 zirvesi, Trudeau’nun Başbakan Modi ile resmi ikili görüşmelerin kenara çekilmesi ve reddedilmesiyle gerilime damgasını vurdu. Zirvenin oturum aralarında Halistan meselesinin tartışılması ilişkilerin daha da gerginleşmesine neden oldu.
Washington Post’un haberine göre, Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly, Trudeau’nun iddiaları Başkan Biden ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile gündeme getirdiğini, konunun BM Genel Kurulu’nda tartışılmasının beklendiğini belirtti.
Buna cevaben Washington derin endişesini dile getirdi ve Kanada’da soruşturma yapılmasının ve faillerin adalete teslim edilmesinin önemini vurguladı. Avustralya da konuyu Hindistan’la üst düzey düzeylerde gündeme getirdi.
Nijjar suikastına ilişkin iddialar, Kanada’daki Khalistan destekçileri konusunda uzun süredir devam eden sorunu yoğunlaştırdı ve bunun küresel jeopolitik ve dış müdahale açısından potansiyel sonuçlar doğurdu.
The Washington Post’un haberine göre, durum karmaşık olmaya devam etse de, Batılı ulusların müttefikleri ve hızla gelişen küresel alanda stratejik ortaklıkları arasında tutması gereken hassas dengenin altını çiziyor.