Yanan toprak ne kadar zamanda düzelir ?

Ilay

New member
Yanan Toprak Ne Kadar Zamanda Düzelir? Bir Yangının Ardında Kalan İnsan Hikâyesi

Merhaba forumdaşlar,

Bugün size bir hikâye anlatmak istiyorum. Bir yangının hikâyesi. Ama sadece ağaçların değil, insanların da yandığı bir yangın bu. Hepimiz bir yerlerde bir şeyleri kaybettik; kimi evini, kimi bir sevdiğini, kimi de kendine olan inancını. “Yanan toprak ne kadar zamanda düzelir?” diye sordum kendime bir gün. Sonra fark ettim; bu sadece toprağın değil, insanın da sorusuymuş.

---

Ateşin Kızıllığında Başlayan Hikâye

O yaz, güneş hiç batmıyor gibiydi. Torosların eteğinde, çam kokularının göğe karıştığı bir köydeydik. Köyün kadınları her sabah çeşmeden su taşır, erkekler tarlaya giderdi. Ama o gün… gökyüzü gri değil, turuncuydu.

Yangın dağların öte yanından başlamıştı. Rüzgârın yönüyle birlikte alevler köyün etrafını sardı.

Ali, köyün gençlerinden biriydi. Herkes panik halindeyken o, eline kazmayı küreği aldı.

“Su hattını buraya çekmemiz gerek!” diye bağırdı.

O bir mühendis değildi, ama stratejik düşünen, çözüm odaklı bir insandı. Toprağın nereden nefes alabileceğini biliyordu.

Zeynep ise köyün öğretmeniydi. Çocukları okulun arkasındaki açık alanda toplayıp kollarını açtı:

“Korkmayın yavrularım, ağaçlar bile yeniden doğar. Biz de doğarız.”

O anda iki insanın farkı değil, iki dünyanın birliği vardı: Ali çözüm arıyordu, Zeynep kalpleri tutuyordu.

---

Yangının Ardından Sessizlik

Günler süren yangın sonunda söndüğünde, köy artık aynı değildi.

Toprak simsiyah, gökyüzü bile griydi.

Bir zamanlar gölgesinde dinlendikleri zeytin ağaçları kömürleşmişti.

Köyün yaşlılarından Derviş Dede, yanmış bir dalı eline aldı:

“Bu toprak acıyı da emer, suyu da. Yeter ki insan sabretsin.” dedi.

Ali o günden sonra kendine bir görev edindi.

“Bu toprak yeniden yeşerecek,” diyordu herkese.

Haritalar çizdi, tohumlar getirdi, su kanalları kurdu.

Ama Zeynep, Ali’ye bakarken sadece ağaçların değil, insanların da iyileşmesi gerektiğini görüyordu.

Bir akşam, yanmış tepenin yamacında otururken sordu:

“Ali, peki ya biz? Bizim içimiz ne zaman yeşerecek?”

Ali bir süre sessiz kaldı.

Toprağın kararmış yüzüne baktı.

“Toprak, ilk yağmurdan sonra değil,” dedi yavaşça,

“İlk kuş konduğunda düzelmeye başlar.”

---

Küller Arasında Umut Filizlenir

Aylar geçti. Her sabah güneş biraz daha sıcak doğuyor, her akşam gökyüzü biraz daha maviye dönüyordu.

Ali, elindeki kürekle toprağı kazarken Zeynep, köyün çocuklarıyla yeni fidanlar dikiyordu.

“Bu toprağı sevgiyle kazarsan,” diyordu Zeynep, “fidan da seni sever.”

Bir gün, yanan tepelerin birinde minik yeşil bir nokta gördüler.

Bir yabani ot, yanmış taşların arasından başını uzatmıştı.

Zeynep’in gözleri doldu.

“Bak,” dedi, “toprak bize affettiğini söylüyor.”

Ali gülümsedi, alnındaki teri sildi.

“Toprak affeder Zeynep. Yeter ki insan ondan öğrenmeyi bilsin.”

---

Toprağın İyileşmesi, İnsan Kalbinin İyileşmesi Gibidir

Yanan toprak ne kadar zamanda düzelir biliyor musunuz, forumdaşlar?

Bilim insanları der ki, ortalama 3 ila 5 yıl arasında doğa kendini toparlar.

Ama o, sadece görünen yüzdür.

Toprak altındaki canlılar, mikroorganizmalar, kökler… yeniden denge bulmak için sabır ister.

Tıpkı bir insan kalbi gibi.

Ali’nin sabrı, Zeynep’in inancı, köylülerin emeğiyle, birkaç yıl sonra tepeler yeniden yeşermeye başladı.

Ama Zeynep bir gün şöyle yazdı köyün panosuna:

“Toprak düzelir, yeter ki insan acısını bastırmasın. Çünkü acı da su gibidir, akar ve toprağa karışır.”

---

Bir Gecenin Sessizliğinde

Bir yaz gecesi, köydeki herkes evindeyken Ali, yanmış bir zeytin ağacının yanında durdu.

Artık o ağaç kuru bir gövde değil, köklerinden yeşil bir filiz vermişti.

Ali ellerini toprağa koydu, başını kaldırdı, yıldızlara baktı.

“Zeynep,” dedi kendi kendine, “toprak düzelmiş.”

Arkasından Zeynep’in sesi geldi:

“Toprak değil Ali… biz düzeldik.”

O an anladı ki, yanan toprak da, kırık kalpler de aynı yasayı taşır:

Zaman, sevgi ve sabır.

---

Forumdaşlara Bir Soru

Sevgili dostlar,

Sizce bir insanın içindeki yangın ne kadar zamanda söner?

Toprak gibi yıllar mı alır, yoksa bir kelimeyle mi yeşerir yeniden?

Belki de hepimiz birer yanık ağaç gibiyiz; dışımız siyah, içimizde minik bir filiz saklı.

Yanan topraklar nasıl sabırla yeniden doğarsa, biz de öyleyiz aslında.

Her yara, yeterince ışık görünce çiçek açar.

Yeter ki birbirimize su olalım, gölge olalım, umut olalım.

Siz ne dersiniz forumdaşlar?

Hiç yeniden doğduğunuzu hissettiniz mi?

Belki de bugün, sizin için o ilk filizin yeşerdiği gündür.
 
Üst