Yanık kara ne demek ?

Zumpara

New member
Yanık Kara Ne Demek? – Bir Hikâyenin Gölgesinde

Merhaba forumdaşlar,

Bu gece içimde bir ağırlık, elimde bir fincan kahve, dışarıda usul usul yağan yağmur... Ve aklımda “yanık kara” sözü dolanıp duruyor. Belki duydunuz, belki de ilk defa işitiyorsunuz. Bende bu sözü, kalbimin tam ortasından geçen bir hikâyeyle anlatmak istiyorum. Çünkü bazen kelimeler, yaşanmış bir anının içinden geçmeden anlamını bulmaz.

Bir Hikâyenin Başlangıcı

Yanık kara, bir yürek yanığıdır aslında. Ne tamamen yanar, ne de söner. Hep bir köz gibi durur insanın içinde. Hikâyemizin kahramanları, Zeynep ve Ali... İki farklı dünyanın, iki ayrı bakışın ama aynı yüreğin çocukları.

Zeynep, duygularıyla düşünen, insanları anlamaya çalışan bir kadındı. Gözlerinde hep başkalarının acısını taşıyan bir sıcaklık olurdu. Ali ise çözüm odaklı, mantıkla yoğrulmuş bir adam. Onun için her şeyin bir nedeni, her sorunun bir çözümü vardı.

Zeynep kalpten, Ali akıldan konuşurdu. Ve işte o fark, onları hem birbirine bağladı hem de birbirinden ayırdı.

Yanık Kara'nın İlk İzleri

Bir yaz akşamıydı. Deniz kenarında, dalgaların taşlara vurduğu yerde oturuyorlardı. Güneş batarken, Zeynep sessizce “Biliyor musun Ali,” dedi, “her insanın içinde bir kara vardır. Ama bazılarınınki yanık kalır. Ne yeşerir, ne de tamamen kurur. İşte o kara, içimizdeki yangının en sessiz hâlidir.”

Ali bir an düşündü, sonra gülümsedi. “O zaman biz o karayı yeşertmek için varız,” dedi. “Biraz sabır, biraz emekle...”

Zeynep gözlerini denize çevirdi. “Sen hep çözüm arıyorsun Ali. Ama bazı şeyler çözülmez. Sadece yaşanır.”

Ali o an anlamamıştı belki ama yıllar sonra o cümle, onun için bir kehanet olacaktı.

Ayrılığın Sessizliği

Zaman geçtikçe, farklılıklar büyümeye başladı. Zeynep, Ali’nin duygusuzluğuna; Ali, Zeynep’in karmaşık hislerine sığamadı. Ali bir gün dedi ki: “Zeynep, senin duygularında boğuluyorum.”

Zeynep sadece sustu. Çünkü bazı sözler, insanın içini delip geçer.

Ayrıldılar. Sessiz, sade, ama derin bir şekilde. O ayrılık ne bir tartışmayla oldu ne de bir öfkeyle. Bir sabah Zeynep, Ali’nin kahve fincanını mutfakta bırakıp gitti.

Ali, o fincana uzun süre dokunamadı. Çünkü o kahve lekesi, Zeynep’in parmak izini taşıyordu.

İşte o gün, Ali’nin içinde ilk kez “yanık kara” yeşermeye başladı.

Erkek ve Kadının Farklı Savaşları

Erkekler acıyı çözümlemeye çalışır. “Neden gitti? Nerede hata yaptım?” diye sorar.

Kadınlar ise o acıyı yaşar. “Gitmek zorundaydım. Yoksa kendimi kaybedecektim,” der.

Ali çözmeye, Zeynep kabullenmeye çalıştı.

Ama yanık kara dediğin şey, ne çözülür ne de geçer. Sadece insanla birlikte yaşamayı öğrenir.

Ali aylarca sessiz kaldı. İşine gömüldü, stratejiler, planlar, toplantılar... Fakat her akşam eve döndüğünde, masanın üstündeki o kahve lekesiyle göz göze geldi.

Zeynep ise şehir değiştirdi. Yeni bir hayat, yeni bir ev... Ama bazı geceler uykudan uyanıp Ali’nin adını fısıldadı.

O anlarda, bir yerlerde aynı gökyüzünün altında, iki yürek aynı acıyı hissediyordu.

Yıllar Sonra: Yanık Kara'nın Sessiz Tanığı

Yıllar sonra bir gün, tesadüfen bir kitap fuarında karşılaştılar. Zeynep, elinde bir roman tutuyordu.

Ali yaklaştı, sesi kısık çıktı: “Hâlâ kitap kokusunu seviyorsun demek.”

Zeynep başını kaldırdı, gülümsedi. “Bazı şeyler hiç değişmiyor, Ali.”

Bir süre sustular. Ne diyeceklerini bilemediler.

Sonra Ali, gözlerini kaçırmadan sordu: “Hiç düşündün mü, neden bunca yıl geçti ama içimde hâlâ o yanık kara duruyor?”

Zeynep cevap verdi: “Çünkü bazı yaralar, iyileşmez. Onlar bize kim olduğumuzu hatırlatır.”

Ali o an anladı; yanık kara, bir kaybın değil, bir sevginin iziymiş aslında.

Yanık kara, unutulmayanların, tamamlanmayanların, yarım kalanların toprağıymış.

Forumdaşlara Sesleniş

Belki siz de bir yanık kara taşıyorsunuzdur içinizde.

Belki birine söyleyemediğiniz bir söz,

Belki gitmesi gereken ama kalmasını istediğiniz bir kalp...

Yoruldunuz, unuttunuz sandınız ama bir şarkı, bir koku, bir rüya... hepsi yeniden o yeri yakıyor değil mi?

Yanık kara, işte tam da bu: İçimizdeki eksikliğin sessiz adı.

Ne küllenir, ne parlar... sadece var olur.

Sizce, herkesin bir “yanık kara”sı var mıdır?

Ya da bazen o kara, insanı mı büyütür?

Forumdaşlar, kendi hikâyenizi paylaşın.

Belki birinin yanık karasına, sizden bir kelime su gibi gelir.
 
Üst