RuhunDokunuşu
Member
bu Haberler genç araştırmacıları kendi çalışma grupları ile yenilikçi fikirlerin üstesinden gelmeleri konusunda destekler. Amaç, biyoekonomiyi yeniden tasarlamak ve daha da sürdürülebilir hale getirmektir. “Biyoekonomi için araştırma yapan yaratıcı gençler” finansman girişimi için yapılan ikinci çağrı turunda şimdi üç proje daha başlatılıyor. Proje fikirlerinin hayata geçirilmesi için Haberler’den beş yıllık bir süre için üç milyon avroya kadar para alıyor.
Hammadde olarak yeşil atık
Daha önce kullanılmayan artık biyokütleyi çevre dostu bir şekilde nasıl kullanabiliriz? Kassel Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi kendini bu soruyu yanıtlamaya adamıştır. Bio4Act projesinde, hiçbir hayvanın otlamadığı ve başka şekilde kullanılmayan çim ve doğa koruma alanlarından elde edilen yeşil kesimler hammadde kaynağı olarak kullanılmaktadır. Yeni bir teknoloji konsepti ile araştırma ekibi, atık su arıtma tesislerinde atık su arıtımı için biyojenik aktif karbon üretmeye çalışıyor. Pirolizi de içeren yenilikçi bir süreç kullanan araştırmacılar, yeşil atığı presliyor ve ardından yüksek sıcaklıklarda ısıtıyor. Ayrıca üretilen yan ürünlerden yeşil hidrojen, biyometan veya platform kimyasalları üretmeye çalışıyorlar. Proje ayrıca, artık biyokütle için en uygun geri dönüşüm yollarını belirlemek için bir yaşam döngüsü değerlendirmesi içerir. Bu sayede sürecin ekolojik ve sosyal sürdürülebilirlik potansiyeli kayıt altına alınabilmektedir.
Işık anahtarları artık malzemelerin geri dönüşümünü teşvik eder
Artık akışları yeni hammaddeler olarak verimli bir şekilde kullanın: TAILOR projesinde, Potsdam Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, fırıncı mayalarını ve Yarrowia lipolytica ve Cutaneotrichosporon oleaginosus gibi yağlı mayalar gibi geleneksel olmayan mayaları endüstriyel proseslerden kalan artık biyokütle ile “besler”. Bu “hücre fabrikaları”, sürdürülebilir karbon kaynaklarını yüksek değerli ürünlere dönüştürebildikleri için endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Verimlilik ve ekonomi için kullanılan organizmaların ne kadar verimli olduğu önemlidir. Yenilikçi promotörler ile genlerin regülasyonu etkilenmeli ve böylece metabolik performans arttırılmalıdır. Araştırmacılar, bunları kontrol etmek için sentetik promotörler ve ışığa duyarlı anahtarlar gibi yenilikçi araçlar geliştiriyorlar. Bu, daha yüksek üretkenliğe sahip yeni organizmalar yaratır ve biyo-bazlı ürün yelpazesi de büyür.
Araştırma grubu, “drop-in” biyodizel üretimi için yağlı mayaları optimize etmek üzere geliştirilen araçları kullanıyor. Konvansiyonel dizel ile her oranda karıştırılabilen biyodizeldir. Araştırmacılar ayrıca gıda endüstrisi için protein elde etmek için kullanıyorlar.
Zemin koruması için hafif alan robotları
Küçük ve çevik tarım robotları – yalnızca bir metreden daha kısa – büyük ve ağır tarım makinelerine göre birçok avantaja sahip olabilir. Yalnızca düşük ağırlıkları nedeniyle toprağı daha az sıkıştırırlar. Gittikçe daha fazla görev üstleniyorlar: ister mekanik olarak ister tek tek bitkileri işleyerek ekim, gübreleme, yabani otlarla mücadele. İşin güzel tarafı: Tarım robotları gece gündüz çalışıyor. Ayrıca, bir bitki türünden diğerine daha kolay geçiş yaparak daha küçük, çeşitli yetiştirme alanları sağlarlar. Böylece, özellikle biyoçeşitliliğe fayda sağlayacak olan geniş alanlar azaltılabilir.
Gelişme, endüstride şimdiden belirginleşirken, Leibniz Tarımsal Peyzaj Araştırmaları Merkezi’ndeki küçük bir araştırma grubu, tarımsal robotların olumlu etkilerini bilimsel olarak kanıtlamak istiyor. SoilRob projesinde, farklı yetiştirme sistemlerinde tarla robotu kullanımının toprak sağlığı ve toprak durumu üzerindeki etkilerini araştırıyor. Buradaki önemli soru, konvansiyonel olarak ekilen tarlalara kıyasla verimin sabitlenip artmayacağıdır. Bulgular böylece çok işlevli yetiştirme sistemlerinin yeniden tasarlanmasına katkıda bulunur.
Hammadde olarak yeşil atık
Daha önce kullanılmayan artık biyokütleyi çevre dostu bir şekilde nasıl kullanabiliriz? Kassel Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi kendini bu soruyu yanıtlamaya adamıştır. Bio4Act projesinde, hiçbir hayvanın otlamadığı ve başka şekilde kullanılmayan çim ve doğa koruma alanlarından elde edilen yeşil kesimler hammadde kaynağı olarak kullanılmaktadır. Yeni bir teknoloji konsepti ile araştırma ekibi, atık su arıtma tesislerinde atık su arıtımı için biyojenik aktif karbon üretmeye çalışıyor. Pirolizi de içeren yenilikçi bir süreç kullanan araştırmacılar, yeşil atığı presliyor ve ardından yüksek sıcaklıklarda ısıtıyor. Ayrıca üretilen yan ürünlerden yeşil hidrojen, biyometan veya platform kimyasalları üretmeye çalışıyorlar. Proje ayrıca, artık biyokütle için en uygun geri dönüşüm yollarını belirlemek için bir yaşam döngüsü değerlendirmesi içerir. Bu sayede sürecin ekolojik ve sosyal sürdürülebilirlik potansiyeli kayıt altına alınabilmektedir.
Işık anahtarları artık malzemelerin geri dönüşümünü teşvik eder
Artık akışları yeni hammaddeler olarak verimli bir şekilde kullanın: TAILOR projesinde, Potsdam Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, fırıncı mayalarını ve Yarrowia lipolytica ve Cutaneotrichosporon oleaginosus gibi yağlı mayalar gibi geleneksel olmayan mayaları endüstriyel proseslerden kalan artık biyokütle ile “besler”. Bu “hücre fabrikaları”, sürdürülebilir karbon kaynaklarını yüksek değerli ürünlere dönüştürebildikleri için endüstride yaygın olarak kullanılmaktadır. Verimlilik ve ekonomi için kullanılan organizmaların ne kadar verimli olduğu önemlidir. Yenilikçi promotörler ile genlerin regülasyonu etkilenmeli ve böylece metabolik performans arttırılmalıdır. Araştırmacılar, bunları kontrol etmek için sentetik promotörler ve ışığa duyarlı anahtarlar gibi yenilikçi araçlar geliştiriyorlar. Bu, daha yüksek üretkenliğe sahip yeni organizmalar yaratır ve biyo-bazlı ürün yelpazesi de büyür.
Araştırma grubu, “drop-in” biyodizel üretimi için yağlı mayaları optimize etmek üzere geliştirilen araçları kullanıyor. Konvansiyonel dizel ile her oranda karıştırılabilen biyodizeldir. Araştırmacılar ayrıca gıda endüstrisi için protein elde etmek için kullanıyorlar.
Zemin koruması için hafif alan robotları
Küçük ve çevik tarım robotları – yalnızca bir metreden daha kısa – büyük ve ağır tarım makinelerine göre birçok avantaja sahip olabilir. Yalnızca düşük ağırlıkları nedeniyle toprağı daha az sıkıştırırlar. Gittikçe daha fazla görev üstleniyorlar: ister mekanik olarak ister tek tek bitkileri işleyerek ekim, gübreleme, yabani otlarla mücadele. İşin güzel tarafı: Tarım robotları gece gündüz çalışıyor. Ayrıca, bir bitki türünden diğerine daha kolay geçiş yaparak daha küçük, çeşitli yetiştirme alanları sağlarlar. Böylece, özellikle biyoçeşitliliğe fayda sağlayacak olan geniş alanlar azaltılabilir.
Gelişme, endüstride şimdiden belirginleşirken, Leibniz Tarımsal Peyzaj Araştırmaları Merkezi’ndeki küçük bir araştırma grubu, tarımsal robotların olumlu etkilerini bilimsel olarak kanıtlamak istiyor. SoilRob projesinde, farklı yetiştirme sistemlerinde tarla robotu kullanımının toprak sağlığı ve toprak durumu üzerindeki etkilerini araştırıyor. Buradaki önemli soru, konvansiyonel olarak ekilen tarlalara kıyasla verimin sabitlenip artmayacağıdır. Bulgular böylece çok işlevli yetiştirme sistemlerinin yeniden tasarlanmasına katkıda bulunur.