Aşırı Kurallaştırma nedir örnek ?

Berk

New member
Aşırı Kurallaştırma Nedir?

Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere, gündelik yaşamda sıkça karşılaştığımız ama çoğu zaman farkında olmadığımız bir olguyu ele almak istiyorum: Aşırı kurallaştırma. Hangi alanlarda karşımıza çıkar ve toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf gibi sosyal faktörlerle nasıl ilişkilidir? Aşırı kurallaştırmanın, sadece bireysel yaşamı değil, toplumsal yapıyı nasıl şekillendirdiğini, insanlar üzerindeki etkilerini ve bunun eşitsizliği nasıl derinleştirdiğini tartışacağız. Eğer bu konuya duyarlıysanız, yazıyı okurken kendinizle de bir hesaplaşma yapabilirsiniz. Hadi gelin, bu olguyu daha derinlemesine inceleyelim.

Aşırı Kurallaştırma ve Toplumsal Yapılar

Aşırı kurallaştırma, genellikle her durumu ve her hareketi kontrol altına almaya yönelik olan, bireylerin özgürlüklerini sınırlayan ve toplumsal normların katı bir şekilde uygulanmasını sağlayan bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu, toplumsal hayatta öyle derin kökler bırakabilir ki, bireyler ve gruplar kendilerini bir tür “görünmeyen baskı” altında hissedebilirler. Peki, bu kurallar nasıl şekillenir? Kimler bu kuralların yükünü daha fazla taşır?

Bu sorulara verilecek cevaplar, sosyal yapılarla yakından ilişkilidir. Toplumda var olan ırk, sınıf, toplumsal cinsiyet gibi faktörler, kuralların kimin üzerinde daha baskın olduğunu belirleyen temel unsurlardır. Bu kurallar bazen insanların davranışlarını şekillendirirken, bazen de onları dışlar ve ayrıştırır.

Bir örnek vermek gerekirse, sınıf farkı göz önünde bulundurulduğunda, üst sınıfların genellikle daha esnek kurallarla karşılaştığını görürüz. Onlar, toplumda kendilerine daha geniş bir özgürlük alanı tanınırken, alt sınıflar, belirli kurallara uymak zorunda kalırlar. Bu kurallar, bazen sadece yaşam standartlarını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapıyı güçlendirir ve toplumsal eşitsizliği pekiştirir.

Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Aşırı Kurallaştırma

Toplumsal cinsiyet de, aşırı kurallaştırmanın şekillendiği bir başka önemli faktördür. Kadınlar, erkeklerden farklı olarak, genellikle daha fazla kuralla karşı karşıya kalır. Bu kurallar, sadece fiziksel alanda değil, sosyal hayatta da kadının nasıl davranması gerektiğine dair derinlemesine bir yapı oluşturur. Kadınların görünüşü, davranışları, konuşma şekilleri, işyerindeki tutumları ve daha fazlası sıkça toplumsal normlarla şekillendirilir.

Bir kadın, iş yerinde başarılı olmak istiyorsa, genellikle “erkeksi” bir duruş sergilemek zorunda kalabilir. Duygusal davranmak, empati göstermek veya yumuşak bir tavır sergilemek, toplum tarafından genellikle “zayıf” ya da “yetersiz” olarak görülür. Bu tür kurallar, kadının toplumsal alandaki yerini ve varlığını, öngörülen bir kalıba sokar. Toplumsal cinsiyet normları bu şekilde aşırı kurallaştırılır ve kadının özgürlüğü, çoğu zaman bu kurallarla sınırlıdır.

Kadınlar, toplumsal normlar ve beklentiler doğrultusunda yaşadıkları baskıyı ve sınırlamayı çok daha güçlü bir şekilde hissederler. Bu, onları sosyal yapının kurallarına uymak zorunda bırakırken, aynı zamanda kendi kimliklerini ve kişisel tercihlerine dayalı özgürlüklerini kısıtlar.

Birçok çalışmada, kadınların aşırı kurallaştırılmış toplumsal normlardan kaynaklı olarak daha fazla psikolojik baskıya maruz kaldığına dair bulgular bulunmuştur. Örneğin, American Psychological Association (APA) tarafından yapılan bir araştırmada, kadınların toplumsal cinsiyet normlarına uymaya çalışırken duygusal tükenmişlik yaşama oranının erkeklere göre çok daha yüksek olduğu belirtilmiştir (APA, 2019).

Erkeklerin Aşırı Kurallaştırmaya Bakışı: Çözüm Odaklı Bir Perspektif

Erkekler, genellikle daha çözüm odaklı bir bakış açısına sahip olurlar. Aşırı kurallaştırma erkeklerin hayatlarında da sıkça karşımıza çıkar, ancak bu kurallar çoğunlukla erkeklerin işlevselliğini ve güçlerini pekiştiren bir biçimde karşımıza çıkar. Erkekler için de toplumsal normlar belirli bir düzende yerini alır; ancak bu kurallar, erkeklerin toplumda güçlü ve karar verici pozisyonlarda olmalarını engelleyen bir faktör olarak değil, genellikle onları bu rolleri daha da pekiştiren bir araç olarak işlev görür.

Örneğin, bir erkek işyerinde duygusal olarak güçlü, sağlam ve lider bir figür olmalıdır. Erkeklerden genellikle daha az duygusal açıklık ve empati beklenir. Bu durum, erkeklerin sosyal yapılar içinde nasıl bir rol üstlendiklerini gösteren bir diğer kurallaştırma biçimidir. Ancak, erkeklerin de bu kurallarla sınırlı kalmalarının toplumsal ve psikolojik sonuçları olabilir. Duygusal olarak baskı altında kalmaları ve empati eksikliği, toplumun erkeklerden beklediği katı normlara uymak adına ciddi bir içsel çatışmaya yol açabilir.

Özetle, erkekler bu baskılarla başa çıkmak için çözüm odaklı stratejiler geliştirme eğilimindedirler, ancak bu da bazen duygusal ifadenin kısıtlanmasına ve özgürlük alanlarının daralmasına yol açar.

Aşırı Kurallaştırmanın Toplumsal Sonuçları ve Eşitsizliği Derinleştirmesi

Aşırı kurallaştırma, her iki cinsiyetin de toplumsal baskı altında kalmasına yol açar, ancak bu baskı genellikle farklı biçimlerde ve yoğunlukta hissedilir. Toplumsal sınıf, cinsiyet ve ırk gibi faktörler, bu baskının kim üzerinde daha etkili olduğunu belirler. Aşırı kurallaştırma, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirir ve bireyleri yalnızca toplumun kabul ettiği davranış biçimlerine uymaya zorlar.

Özellikle ırkçılık ve sınıf farklılıkları, aşırı kurallaştırmanın daha da belirgin hale geldiği alanlardır. Çalışmalar, ırksal azınlıklara ve düşük sınıf gruplarına yönelik toplumsal kuralların çok daha katı olduğunu, bu grupların toplumda var olma biçimlerinin daha fazla düzenlenip denetlendiğini ortaya koymaktadır (Johnson, 2021). Bu gruplar, sürekli olarak toplumun beklentileriyle yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda bu baskılara uyum sağlama çabası, sosyal hareketliliği ve bireysel gelişimi kısıtlar.

Tartışma Soruları
- Aşırı kurallaştırma, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini nasıl daha derinleştiriyor? Toplumsal cinsiyet normlarına karşı nasıl bir yaklaşım geliştirilebilir?
- Erkeklerin ve kadınların karşılaştığı aşırı kurallaştırma, onları nasıl farklı şekillerde etkiliyor? Bu farklılıklar, toplumsal normları değiştirmek adına nasıl kullanılabilir?
- ırk ve sınıf gibi faktörlerin aşırı kurallaştırma üzerindeki etkileri nelerdir? Bu durumun, toplumsal eşitsizliği derinleştiren yönleri hakkında neler düşünüyor sunuz?

Bunlar önemli sorular. Fikirlerinizi paylaşarak bu konuda hep birlikte daha derinlemesine bir tartışma başlatabiliriz!

Kaynaklar

American Psychological Association. (2019). *The Impact of Gender Norms on Mental Health.

Johnson, R. (2021). *Race, Class, and Gender in the Modern Workplace. Journal of Social Psychology.
 
Üst