Mert
New member
**Elim Değmişken: Dilimizin Tatlı Sözlerinden Biri mi, Yoksa Sadece Bir Alışkanlık mı?**
Herkese merhaba! Bugün, dilimizde sıkça karşımıza çıkan ve bazen farkında bile olmadan kullandığımız bir deyimden bahsetmek istiyorum: **"Elim değmişken."** Hepimizin en az bir kere söylediği, bazen alışkanlıkla bazen de anlamını tam çözmeden kullandığı bu deyimi bir ele alalım dedim. Nedir, ne anlama gelir, neden böyle bir ifade kullanıyoruz? Hem eğlenceli hem de düşündürücü bir yolculuğa çıkalım, ne dersiniz?
Hadi gelin, **"elim değmişken"** deyimini mercek altına alalım. Bu deyimi genellikle **"zaten işin başına girmişken"** ya da **"bir şekilde uğraşıyorken"** gibi anlamlarla kullanıyoruz. Ama ya derinlemesine inersek? Gerçekten de anlamı bu kadar basit mi, yoksa aslında ardında daha derin sosyal ve psikolojik bir mesaj mı taşıyor? Erkeklerin daha çözüm odaklı, kadınların ise ilişkisel ve empatik bakış açılarını bu deyim üzerinden keşfetmeye çalışalım.
---
**“Elim Değmişken”: Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı**
Erkekler için **“elim değmişken”**, genellikle **"işi bitirme"** ya da **"sorunu çözme"** anlamına gelir. Yani, bir şeyin başına başlamışken, gereksiz yere vakit kaybetmeden işi bitirmek gerekir. Bir nevi stratejik bir yaklaşım diyebiliriz. Erkeğin zihni bu durumu, işin içine girmeyi bir fırsat olarak görür. Bu deyimi duyduğunda, kişi genellikle neyi çözebileceği, neyi tamamlayabileceği üzerine yoğunlaşır. Örneğin, “Elim değmişken şunu da yapayım” dediğinizde, bir işin içinde olduğunuz için diğer işleri de hızlıca çözme isteği doğar. Burada amaç, **"çok işi bir arada halletmek"** ya da **"verimlilik sağlamak"** olabilir. Yani, bir anlamda, bir işe başlamışken tüm işleri çözmeye yönelik bir strateji geliştirme arzusudur.
Erkeklerin bu bakış açısında, daha çok **"sistemi işletme"** düşüncesi öne çıkar. Hangi sorunların çözülmesi gerektiği konusunda net bir plan yapılır ve adımlar buna göre atılır. Bu, genellikle iş yerinde, evde, ya da arkadaşlar arasında pratik bir yaklaşım sergiler. Şimdi düşünelim; "Elim değmişken" deyimi, genelde bir şekilde "çok iş yapıyorum" ya da "başka işleri de hallediyorum" gibi daha verimli bir çözüme doğru ilerlemeyi ifade eder. Yani, stratejik bir düşünme biçimi.
---
**Kadınların Bakış Açısı: “Elim Değmişken” ve Toplumsal Bağlantılar**
Kadınlar ise bu deyimi daha çok **“ilişki kurma”** ve **“toplumsal bağları güçlendirme”** anlamında kullanabilirler. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımının aksine, kadınlar için bu deyim, bazen sadece **“işi bitirmek”** değil, aynı zamanda etrafındaki insanlarla bir bağ kurmak, onlara yardımcı olmak veya sorumluluklarını paylaşmak anlamına da gelebilir. Bu noktada, **“elim değmişken”**, başkalarına yardım etmenin, bir topluluk oluşturmanın ve daha geniş bir sosyal ağ kurmanın aracı olabilir.
Kadınlar, çoğu zaman ev içindeki görevler veya sosyal ortamlar içinde bu deyimi kullanırken, bu işlerin sadece kendisi için değil, çevresindekiler için de anlam taşıdığını hissederler. Örneğin, “Elim değmişken bir de şu komşuya bakayım” demek, yalnızca o kişinin sorumluluğunu almakla kalmaz, aynı zamanda ilişkisel bir bağ kurmanın da fırsatıdır. Kadınlar için, bu deyim bir anlamda, **“başkalarına yardım etmenin”** ve **“toplumsal sorumluluğun”** bir ifadesidir. Bu, bir şekilde toplumla kurdukları güçlü bağların, onların hayatındaki önemine işaret eder.
---
**Bu Deyimle İlgili Eleştiriler: Herkes İçin Geçerli mi?**
Herkesin aynı şekilde **“elim değmişken”** deyimini kullanmadığını fark ettiniz mi? Kimileri, gerçekten de işini çözme ya da tamamlama arzusuyla söylerken, kimileri de sadece alışkanlıkla kullanıyor. Bu deyim aslında bazen **zihinsel bir tuzak** haline de gelebilir. **“Elim değmişken”** diyerek yapılan işler bazen gereksiz yere biriken işlerin ya da boşa harcanan enerjinin belirtisi olabilir.
Örneğin, evde dağınık bir oda görüp, “Elim değmişken şunu da toplayayım” demek, anlık bir çözüm gibi görünse de bu tür bir yaklaşım aslında kişiyi sürekli olarak **"yapılması gereken şeylere"** odaklanmasına itebilir. Her zaman bir şeyler yapmak zorunda hissetmek, aslında sağlıklı bir iş akışının tam tersine yol açabilir. Bu bakış açısının erkeğin stratejik çözüm arayışından çok, bir tür **“yapma zorunluluğu”** yaratıyor olması da ilginç.
Kadınlar ise bu noktada daha fazla empati ve bağ kurma arzusuyla bu deyimi kullanabilirler. Kadınlar için, bazen küçük bir “elim değmişken” deyişi, başkalarına yardım etmenin bir yolu olabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazen gereksiz yere başkalarına yardım etme isteğinin kişiyi tükenmişliğe sürükleyebilmesidir. Bu da, aslında, daha çok bir **toplumsal baskının** ya da içsel bir **“sorumluluk duygusunun”** bir sonucu olabilir.
---
**Sizin Düşünceleriniz?**
Şimdi biraz düşünelim: **“Elim değmişken” deyimini siz ne sıklıkla kullanıyorsunuz?** Gerçekten işleri birleştirip hızla çözüme kavuşturmak mı istiyorsunuz, yoksa bu, bazen gereksiz yere kendinize bir yük mü oluyor? Erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı, kadınların ise daha çok ilişkiler ve başkalarına yardım etme isteği ile bu deyimi nasıl kullanıyorsunuz?
Bence burada sadece dilin değil, toplumun ve kişisel bakış açılarımızın da etkisi var. **Sizce bu deyim gerçekten verimli bir yaklaşım mı, yoksa bazen işleri daha karmaşık hale getiren bir alışkanlık mı?**
Yorumlarınızı merakla bekliyorum!
Herkese merhaba! Bugün, dilimizde sıkça karşımıza çıkan ve bazen farkında bile olmadan kullandığımız bir deyimden bahsetmek istiyorum: **"Elim değmişken."** Hepimizin en az bir kere söylediği, bazen alışkanlıkla bazen de anlamını tam çözmeden kullandığı bu deyimi bir ele alalım dedim. Nedir, ne anlama gelir, neden böyle bir ifade kullanıyoruz? Hem eğlenceli hem de düşündürücü bir yolculuğa çıkalım, ne dersiniz?
Hadi gelin, **"elim değmişken"** deyimini mercek altına alalım. Bu deyimi genellikle **"zaten işin başına girmişken"** ya da **"bir şekilde uğraşıyorken"** gibi anlamlarla kullanıyoruz. Ama ya derinlemesine inersek? Gerçekten de anlamı bu kadar basit mi, yoksa aslında ardında daha derin sosyal ve psikolojik bir mesaj mı taşıyor? Erkeklerin daha çözüm odaklı, kadınların ise ilişkisel ve empatik bakış açılarını bu deyim üzerinden keşfetmeye çalışalım.
---
**“Elim Değmişken”: Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı**
Erkekler için **“elim değmişken”**, genellikle **"işi bitirme"** ya da **"sorunu çözme"** anlamına gelir. Yani, bir şeyin başına başlamışken, gereksiz yere vakit kaybetmeden işi bitirmek gerekir. Bir nevi stratejik bir yaklaşım diyebiliriz. Erkeğin zihni bu durumu, işin içine girmeyi bir fırsat olarak görür. Bu deyimi duyduğunda, kişi genellikle neyi çözebileceği, neyi tamamlayabileceği üzerine yoğunlaşır. Örneğin, “Elim değmişken şunu da yapayım” dediğinizde, bir işin içinde olduğunuz için diğer işleri de hızlıca çözme isteği doğar. Burada amaç, **"çok işi bir arada halletmek"** ya da **"verimlilik sağlamak"** olabilir. Yani, bir anlamda, bir işe başlamışken tüm işleri çözmeye yönelik bir strateji geliştirme arzusudur.
Erkeklerin bu bakış açısında, daha çok **"sistemi işletme"** düşüncesi öne çıkar. Hangi sorunların çözülmesi gerektiği konusunda net bir plan yapılır ve adımlar buna göre atılır. Bu, genellikle iş yerinde, evde, ya da arkadaşlar arasında pratik bir yaklaşım sergiler. Şimdi düşünelim; "Elim değmişken" deyimi, genelde bir şekilde "çok iş yapıyorum" ya da "başka işleri de hallediyorum" gibi daha verimli bir çözüme doğru ilerlemeyi ifade eder. Yani, stratejik bir düşünme biçimi.
---
**Kadınların Bakış Açısı: “Elim Değmişken” ve Toplumsal Bağlantılar**
Kadınlar ise bu deyimi daha çok **“ilişki kurma”** ve **“toplumsal bağları güçlendirme”** anlamında kullanabilirler. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımının aksine, kadınlar için bu deyim, bazen sadece **“işi bitirmek”** değil, aynı zamanda etrafındaki insanlarla bir bağ kurmak, onlara yardımcı olmak veya sorumluluklarını paylaşmak anlamına da gelebilir. Bu noktada, **“elim değmişken”**, başkalarına yardım etmenin, bir topluluk oluşturmanın ve daha geniş bir sosyal ağ kurmanın aracı olabilir.
Kadınlar, çoğu zaman ev içindeki görevler veya sosyal ortamlar içinde bu deyimi kullanırken, bu işlerin sadece kendisi için değil, çevresindekiler için de anlam taşıdığını hissederler. Örneğin, “Elim değmişken bir de şu komşuya bakayım” demek, yalnızca o kişinin sorumluluğunu almakla kalmaz, aynı zamanda ilişkisel bir bağ kurmanın da fırsatıdır. Kadınlar için, bu deyim bir anlamda, **“başkalarına yardım etmenin”** ve **“toplumsal sorumluluğun”** bir ifadesidir. Bu, bir şekilde toplumla kurdukları güçlü bağların, onların hayatındaki önemine işaret eder.
---
**Bu Deyimle İlgili Eleştiriler: Herkes İçin Geçerli mi?**
Herkesin aynı şekilde **“elim değmişken”** deyimini kullanmadığını fark ettiniz mi? Kimileri, gerçekten de işini çözme ya da tamamlama arzusuyla söylerken, kimileri de sadece alışkanlıkla kullanıyor. Bu deyim aslında bazen **zihinsel bir tuzak** haline de gelebilir. **“Elim değmişken”** diyerek yapılan işler bazen gereksiz yere biriken işlerin ya da boşa harcanan enerjinin belirtisi olabilir.
Örneğin, evde dağınık bir oda görüp, “Elim değmişken şunu da toplayayım” demek, anlık bir çözüm gibi görünse de bu tür bir yaklaşım aslında kişiyi sürekli olarak **"yapılması gereken şeylere"** odaklanmasına itebilir. Her zaman bir şeyler yapmak zorunda hissetmek, aslında sağlıklı bir iş akışının tam tersine yol açabilir. Bu bakış açısının erkeğin stratejik çözüm arayışından çok, bir tür **“yapma zorunluluğu”** yaratıyor olması da ilginç.
Kadınlar ise bu noktada daha fazla empati ve bağ kurma arzusuyla bu deyimi kullanabilirler. Kadınlar için, bazen küçük bir “elim değmişken” deyişi, başkalarına yardım etmenin bir yolu olabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazen gereksiz yere başkalarına yardım etme isteğinin kişiyi tükenmişliğe sürükleyebilmesidir. Bu da, aslında, daha çok bir **toplumsal baskının** ya da içsel bir **“sorumluluk duygusunun”** bir sonucu olabilir.
---
**Sizin Düşünceleriniz?**
Şimdi biraz düşünelim: **“Elim değmişken” deyimini siz ne sıklıkla kullanıyorsunuz?** Gerçekten işleri birleştirip hızla çözüme kavuşturmak mı istiyorsunuz, yoksa bu, bazen gereksiz yere kendinize bir yük mü oluyor? Erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı, kadınların ise daha çok ilişkiler ve başkalarına yardım etme isteği ile bu deyimi nasıl kullanıyorsunuz?
Bence burada sadece dilin değil, toplumun ve kişisel bakış açılarımızın da etkisi var. **Sizce bu deyim gerçekten verimli bir yaklaşım mı, yoksa bazen işleri daha karmaşık hale getiren bir alışkanlık mı?**
Yorumlarınızı merakla bekliyorum!