Cansu
New member
Giriş: MSB İşçi Alımında Mülakat Olacak mı? Merak ve Gerçekler Arasında
Forumlarda sıkça karşıma çıkan sorulardan biri şu: “MSB (Milli Savunma Bakanlığı) işçi alımlarında mülakat olacak mı?” Bu soru, özellikle son yıllarda kamu alımlarında değişen uygulamalar, liyakat tartışmaları ve güvenlik odaklı işe alım politikaları nedeniyle oldukça gündemde.
Ben de bu konuyu araştırırken fark ettim ki, mesele sadece bir “mülakat yapılıp yapılmayacağı” değil; gelecekte kamu istihdam sisteminin hangi yöne evrileceğiyle de doğrudan ilişkili.
Gelin, hem mevcut verilerden hem de geleceğe dönük eğilimlerden yola çıkarak, bu konuyu kapsamlı bir şekilde değerlendirelim.
Mevcut Durum: MSB İşçi Alımlarında Uygulanan Sistem
Bugüne kadar yapılan MSB işçi alımları genellikle İŞKUR üzerinden kura ve belge kontrolü süreçleriyle yürütülmüştür. 2023 ve 2024 döneminde yapılan alımlarda, başvuran adaylar arasında kura çekimi esas alınmış, mülakat uygulaması yapılmamıştır.
MSB’nin yayımladığı duyurularda açıkça “kura sonucu belirlenen adaylar doğrudan belge teslimi ve güvenlik soruşturmasına tabi tutulacaktır” ifadesi yer almıştır.
Bu yaklaşımın temel amacı, objektifliği ve şeffaflığı korumak olarak açıklanmıştır. Özellikle kamu kurumlarında mülakat süreçlerinin zaman zaman “subjektif” bulunduğu düşünüldüğünde, MSB’nin doğrudan kura sistemini tercih etmesi, toplumda adil bir izlenim yaratmıştır.
Ancak şu soruyu sormak gerekir:
> “Gelecekte bu sistem aynı şekilde devam eder mi, yoksa güvenlik ve liyakat gerekçeleriyle mülakat yeniden gündeme gelir mi?”
Geleceğe Dair Eğilimler: Mülakatın Geri Dönme İhtimali
Mevcut eğilimler incelendiğinde, mülakatın tamamen kaldırıldığı bir kamu sistemi pek olası görünmüyor. Çünkü bazı alanlarda —özellikle savunma, üretim, bakım-onarım, mühendislik ve stratejik güvenlik gibi görevlerde— adayın teknik yetkinliği kadar karakter, sorumluluk bilinci ve kriz yönetimi becerileri de önem taşıyor.
Savunma alanında faaliyet gösteren NATO ülkelerinin çoğunda, işçi düzeyinde bile psikolojik uygunluk ve takım uyumu testleri yapılmaktadır. Türkiye’nin NATO standartlarını gözeten bir ülke olması, gelecekte bu tarz mülakat benzeri değerlendirmelerin artabileceğini gösteriyor.
Yani yakın gelecekte MSB işçi alımlarında şu tarz hibrit bir modelin benimsenmesi mümkün:
- 1. Aşama: Kura ve evrak kontrolü (nesnel seçim)
- 2. Aşama: Yetkinlik veya uygunluk görüşmesi (kısa mülakat)
- 3. Aşama: Güvenlik soruşturması ve yerleştirme
Bu öngörü, sadece tahmin değil; son iki yılda yapılan kamu alımlarında (örneğin Enerji Bakanlığı, TCDD, Emniyet Genel Müdürlüğü) görülen “karma değerlendirme sistemi” trendine dayanmaktadır.
Erkeklerin Stratejik, Kadınların İnsan Odaklı Yaklaşımı
Forumda bu konuyu tartışırken fark ettim: Erkek kullanıcılar genellikle süreci “stratejik” açıdan ele alıyor; yani “mülakat olursa nasıl hazırlanırım, sistem adil olur mu?” sorularını soruyor. Kadın kullanıcılar ise konunun insan odaklı yönüne odaklanıyor; “torpil endişesi”, “duygusal stres” ve “aile düzenine etkiler” gibi toplumsal boyutları ön plana çıkarıyor.
Her iki yaklaşım da haklı.
Savunma gibi ciddi kurumlarda stratejik yeterlilik önemli; ama işe alım sürecinin şeffaflığı da toplumda güven duygusu yaratmak açısından kritik.
MSB, bu iki ihtiyacı dengelemek zorunda kalacak: güvenlik odaklı değerlendirme ile adalet algısını aynı anda korumak.
Belki de asıl soru şu olmalı:
> “Bir mülakat süreci, adil ve denetlenebilir hale getirilebilirse, hâlâ karşı çıkmalı mıyız?”
Küresel Trendler: Dijital Değerlendirme ve Yapay Zekâ Destekli Mülakatlar
Dünya genelinde kamu kurumları artık klasik yüz yüze mülakat yerine dijital değerlendirme araçları kullanıyor. Örneğin:
- İngiltere Savunma Bakanlığı aday değerlendirmelerinde “AI-based situational judgment test” sistemine geçti.
- ABD’deki federal işe alımlar artık “structured virtual interviews” modeliyle yürütülüyor.
Bu eğilim, Türkiye’ye de yavaş yavaş yansıyor. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin 2024 raporunda, dijital ölçme-değerlendirme altyapısının genişletilmesi planı açıkça belirtilmiştir.
Bu da gelecekte MSB gibi kurumlarda mülakatın tamamen kalkmak yerine dijital, kayıt altına alınabilir, objektif test temelli bir yapıya dönüşeceğini gösteriyor.
Toplumsal Güven ve Şeffaflık İhtiyacı
Türkiye’de kamu mülakatlarının en çok eleştirilen yönü, şeffaflık eksikliğidir. MSB, doğası gereği yüksek güvenlik hassasiyeti taşıyan bir kurum olduğundan, değerlendirme süreçlerinin kapalı olması zaman zaman “torpil” iddialarına yol açabilir.
Bu nedenle geleceğin MSB mülakat sistemi, muhtemelen şu ilkeleri benimseyecektir:
- Görüşmelerin kamera kaydı altında yapılması
- Değerlendirme kriterlerinin önceden ilan edilmesi
- Mülakat notlarının erişilebilir olması
Bu uygulamalar sadece adalet algısını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda gençler arasında kamuya olan güveni de artırır.
Yerel Gerçeklik: Türkiye’nin Sosyoekonomik Dinamikleri
Ülkemizde işsizlik oranları özellikle genç nüfus arasında hâlâ yüksek. TÜİK verilerine göre 2025 başında genç işsizlik oranı %18 civarındadır. Bu tablo, kamu kurumlarını doğal bir istihdam kapısı haline getiriyor.
Dolayısıyla MSB alımlarında mülakat kararı sadece “kurumsal tercih” değil, sosyal bir denge unsuru haline gelmiştir.
Eğer gelecekte mülakatlar geri dönerse, bu durum sadece bir işe alım politikası değil, aynı zamanda gençlerin kamuya bakışını yeniden şekillendirecek bir dönüm noktası olabilir.
Kişisel Gözlem ve Deneyim
Geçmiş yıllarda MSB başvurularını yakından takip eden biri olarak şunu fark ettim: Adayların en büyük beklentisi “şeffaflık”.
Kura sistemi güven veriyor ama yeterliliklerini kanıtlamak isteyen birçok aday, “Sadece şans değil, emeğim değerlendirilsin” diyor.
Bu nedenle, geleceğin sisteminde hem kura hem yetkinlik odaklı mülakatın birlikte yürütülmesi, adalet ve liyakat arasındaki dengeyi kurabilir.
Sonuç: Geleceğe Yönelik Düşünmeye Değer Sorular
MSB işçi alımlarında mülakat şu anda yok; ancak gelecekte teknolojik, güvenlik ve liyakat temelli nedenlerle yeniden gündeme gelebilir.
Bu dönüşümün adil, şeffaf ve ölçülebilir şekilde yapılması, toplumun kamuya olan güvenini belirleyecektir.
Peki sizce:
> * Dijital mülakat sistemi, torpil iddialarını azaltabilir mi?
> * Liyakat ile eşit fırsat arasında nasıl bir denge kurulmalı?
> * Kamu kurumları gelecekte insanı mı, veriyi mi daha çok dikkate alacak?
Belki de bu soruların yanıtı, yalnızca MSB alımlarında değil, ülkemizin kamu yönetim anlayışının geleceğinde gizlidir.
Forumlarda sıkça karşıma çıkan sorulardan biri şu: “MSB (Milli Savunma Bakanlığı) işçi alımlarında mülakat olacak mı?” Bu soru, özellikle son yıllarda kamu alımlarında değişen uygulamalar, liyakat tartışmaları ve güvenlik odaklı işe alım politikaları nedeniyle oldukça gündemde.
Ben de bu konuyu araştırırken fark ettim ki, mesele sadece bir “mülakat yapılıp yapılmayacağı” değil; gelecekte kamu istihdam sisteminin hangi yöne evrileceğiyle de doğrudan ilişkili.
Gelin, hem mevcut verilerden hem de geleceğe dönük eğilimlerden yola çıkarak, bu konuyu kapsamlı bir şekilde değerlendirelim.
Mevcut Durum: MSB İşçi Alımlarında Uygulanan Sistem
Bugüne kadar yapılan MSB işçi alımları genellikle İŞKUR üzerinden kura ve belge kontrolü süreçleriyle yürütülmüştür. 2023 ve 2024 döneminde yapılan alımlarda, başvuran adaylar arasında kura çekimi esas alınmış, mülakat uygulaması yapılmamıştır.
MSB’nin yayımladığı duyurularda açıkça “kura sonucu belirlenen adaylar doğrudan belge teslimi ve güvenlik soruşturmasına tabi tutulacaktır” ifadesi yer almıştır.
Bu yaklaşımın temel amacı, objektifliği ve şeffaflığı korumak olarak açıklanmıştır. Özellikle kamu kurumlarında mülakat süreçlerinin zaman zaman “subjektif” bulunduğu düşünüldüğünde, MSB’nin doğrudan kura sistemini tercih etmesi, toplumda adil bir izlenim yaratmıştır.
Ancak şu soruyu sormak gerekir:
> “Gelecekte bu sistem aynı şekilde devam eder mi, yoksa güvenlik ve liyakat gerekçeleriyle mülakat yeniden gündeme gelir mi?”
Geleceğe Dair Eğilimler: Mülakatın Geri Dönme İhtimali
Mevcut eğilimler incelendiğinde, mülakatın tamamen kaldırıldığı bir kamu sistemi pek olası görünmüyor. Çünkü bazı alanlarda —özellikle savunma, üretim, bakım-onarım, mühendislik ve stratejik güvenlik gibi görevlerde— adayın teknik yetkinliği kadar karakter, sorumluluk bilinci ve kriz yönetimi becerileri de önem taşıyor.
Savunma alanında faaliyet gösteren NATO ülkelerinin çoğunda, işçi düzeyinde bile psikolojik uygunluk ve takım uyumu testleri yapılmaktadır. Türkiye’nin NATO standartlarını gözeten bir ülke olması, gelecekte bu tarz mülakat benzeri değerlendirmelerin artabileceğini gösteriyor.
Yani yakın gelecekte MSB işçi alımlarında şu tarz hibrit bir modelin benimsenmesi mümkün:
- 1. Aşama: Kura ve evrak kontrolü (nesnel seçim)
- 2. Aşama: Yetkinlik veya uygunluk görüşmesi (kısa mülakat)
- 3. Aşama: Güvenlik soruşturması ve yerleştirme
Bu öngörü, sadece tahmin değil; son iki yılda yapılan kamu alımlarında (örneğin Enerji Bakanlığı, TCDD, Emniyet Genel Müdürlüğü) görülen “karma değerlendirme sistemi” trendine dayanmaktadır.
Erkeklerin Stratejik, Kadınların İnsan Odaklı Yaklaşımı
Forumda bu konuyu tartışırken fark ettim: Erkek kullanıcılar genellikle süreci “stratejik” açıdan ele alıyor; yani “mülakat olursa nasıl hazırlanırım, sistem adil olur mu?” sorularını soruyor. Kadın kullanıcılar ise konunun insan odaklı yönüne odaklanıyor; “torpil endişesi”, “duygusal stres” ve “aile düzenine etkiler” gibi toplumsal boyutları ön plana çıkarıyor.
Her iki yaklaşım da haklı.
Savunma gibi ciddi kurumlarda stratejik yeterlilik önemli; ama işe alım sürecinin şeffaflığı da toplumda güven duygusu yaratmak açısından kritik.
MSB, bu iki ihtiyacı dengelemek zorunda kalacak: güvenlik odaklı değerlendirme ile adalet algısını aynı anda korumak.
Belki de asıl soru şu olmalı:
> “Bir mülakat süreci, adil ve denetlenebilir hale getirilebilirse, hâlâ karşı çıkmalı mıyız?”
Küresel Trendler: Dijital Değerlendirme ve Yapay Zekâ Destekli Mülakatlar
Dünya genelinde kamu kurumları artık klasik yüz yüze mülakat yerine dijital değerlendirme araçları kullanıyor. Örneğin:
- İngiltere Savunma Bakanlığı aday değerlendirmelerinde “AI-based situational judgment test” sistemine geçti.
- ABD’deki federal işe alımlar artık “structured virtual interviews” modeliyle yürütülüyor.
Bu eğilim, Türkiye’ye de yavaş yavaş yansıyor. Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin 2024 raporunda, dijital ölçme-değerlendirme altyapısının genişletilmesi planı açıkça belirtilmiştir.
Bu da gelecekte MSB gibi kurumlarda mülakatın tamamen kalkmak yerine dijital, kayıt altına alınabilir, objektif test temelli bir yapıya dönüşeceğini gösteriyor.
Toplumsal Güven ve Şeffaflık İhtiyacı
Türkiye’de kamu mülakatlarının en çok eleştirilen yönü, şeffaflık eksikliğidir. MSB, doğası gereği yüksek güvenlik hassasiyeti taşıyan bir kurum olduğundan, değerlendirme süreçlerinin kapalı olması zaman zaman “torpil” iddialarına yol açabilir.
Bu nedenle geleceğin MSB mülakat sistemi, muhtemelen şu ilkeleri benimseyecektir:
- Görüşmelerin kamera kaydı altında yapılması
- Değerlendirme kriterlerinin önceden ilan edilmesi
- Mülakat notlarının erişilebilir olması
Bu uygulamalar sadece adalet algısını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda gençler arasında kamuya olan güveni de artırır.
Yerel Gerçeklik: Türkiye’nin Sosyoekonomik Dinamikleri
Ülkemizde işsizlik oranları özellikle genç nüfus arasında hâlâ yüksek. TÜİK verilerine göre 2025 başında genç işsizlik oranı %18 civarındadır. Bu tablo, kamu kurumlarını doğal bir istihdam kapısı haline getiriyor.
Dolayısıyla MSB alımlarında mülakat kararı sadece “kurumsal tercih” değil, sosyal bir denge unsuru haline gelmiştir.
Eğer gelecekte mülakatlar geri dönerse, bu durum sadece bir işe alım politikası değil, aynı zamanda gençlerin kamuya bakışını yeniden şekillendirecek bir dönüm noktası olabilir.
Kişisel Gözlem ve Deneyim
Geçmiş yıllarda MSB başvurularını yakından takip eden biri olarak şunu fark ettim: Adayların en büyük beklentisi “şeffaflık”.
Kura sistemi güven veriyor ama yeterliliklerini kanıtlamak isteyen birçok aday, “Sadece şans değil, emeğim değerlendirilsin” diyor.
Bu nedenle, geleceğin sisteminde hem kura hem yetkinlik odaklı mülakatın birlikte yürütülmesi, adalet ve liyakat arasındaki dengeyi kurabilir.
Sonuç: Geleceğe Yönelik Düşünmeye Değer Sorular
MSB işçi alımlarında mülakat şu anda yok; ancak gelecekte teknolojik, güvenlik ve liyakat temelli nedenlerle yeniden gündeme gelebilir.
Bu dönüşümün adil, şeffaf ve ölçülebilir şekilde yapılması, toplumun kamuya olan güvenini belirleyecektir.
Peki sizce:
> * Dijital mülakat sistemi, torpil iddialarını azaltabilir mi?
> * Liyakat ile eşit fırsat arasında nasıl bir denge kurulmalı?
> * Kamu kurumları gelecekte insanı mı, veriyi mi daha çok dikkate alacak?
Belki de bu soruların yanıtı, yalnızca MSB alımlarında değil, ülkemizin kamu yönetim anlayışının geleceğinde gizlidir.