OMS sahibi kim ?

Zumpara

New member
OMS Sahibi Kim? Gerçekler, Algılar ve Cinsiyet Temelli Yaklaşımlarla Bir Bakış

Geçen gün bir arkadaş ortamında konu dönüp dolaşıp “OMS’nin sahibi kim?” sorusuna geldi. Herkes bir şey söyledi, ama kimsenin emin olduğu yoktu. Kimi “devlet destekli bir organizasyon” dedi, kimi “tamamen bağımsız bir kuruluş” dedi. Aramızda biri “Bill Gates fonluyor diyorlar” deyince ortam bir anda hararetlendi. Bu mesele sadece bilgi değil, güven, algı ve otoriteyle de ilgiliydi. İşte o anda fark ettim; “OMS sahibi kim?” sorusu aslında sadece mülkiyet değil, güven tartışmasıydı.

---

OMS Nedir, Ne Yapar?

OMS yani Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization - WHO), Birleşmiş Milletler’in bir ajansıdır. 1948’de kurulmuştur ve temel görevi küresel sağlık politikalarını yönlendirmek, salgınları kontrol altına almak, sağlık eşitsizliklerini azaltmak ve dünya çapında bilimsel standartlar belirlemektir.

Resmî olarak, OMS’nin “sahibi” yoktur. Yani bir özel kişi ya da şirket tarafından yönetilmez. Ancak üye devletler örgütün ortak “sahipleri” sayılır. Finansmanı da bu ülkelerin katkı paylarıyla ve gönüllü bağışlarla sağlanır.

Ama işin ilginç tarafı şu: Bazı ülkeler ve özel vakıflar, diğerlerinden çok daha fazla katkı yapar. Bu da “kimin sesi daha çok çıkıyor?” sorusunu doğurur.

Peki sizce, parayı verenin yönlendirme gücü olmadan böyle bir kurum gerçekten bağımsız olabilir mi?

---

Finansman Gerçeği: Para Kimdeyse Güç Ondadır

OMS’nin bütçesinin yaklaşık %80’i gönüllü bağışlardan gelir. Yani devletlerin dışında, özel kuruluşlar, vakıflar ve hatta bireysel bağışçılar da katkı yapabilir.

Burada isimler ilginçleşiyor:

- Bill & Melinda Gates Vakfı

- GAVI (Aşı İttifakı)

- Rotary International

- Rockefeller Vakfı

Bu listeye bakınca akla ister istemez şu soru geliyor: Bu kadar büyük özel fonlar işin içindeyken OMS’nin kararları ne kadar “bağımsız” olabilir?

Erkeklerin veri ve güç odaklı bakış açısıyla düşünürsek: “Parayı kim veriyorsa, ajandayı o belirler.”

Kadınların empati ve toplumsal dengeye odaklanan bakışıyla bakarsak: “Küresel sağlık, bireysel çıkarın ötesinde bir sorumluluktur.”

Gerçek belki de bu iki bakışın tam ortasındadır.

---

Erkeklerin Analitik Yaklaşımı: Güç, Yapı ve Kontrol

Erkekler bu tür konulara genellikle analitik bir gözle yaklaşır. Onlar için mesele “kimin ne kadar etkisi var, hangi veriler bunu destekliyor” sorularına dayanır.

Bir erkek, OMS’nin yapısını incelerken raporlara, bütçe tablosuna ve karar organlarına bakar. “Genel Direktör kimdir, seçilme süreci nasıldır, hangi ülke en çok fon sağlıyor?” gibi somut sorular üzerinden gider.

Mesela 2025 itibarıyla OMS’nin Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’tur. Ancak erkek bakışına göre bu sadece sembolik bir figürdür; asıl gücü belirleyen finansal akıştır.

Bu nedenle erkek forum üyeleri genellikle şöyle yorum yapar:

> “OMS aslında uluslararası güç dengesinin bir yansıması. ABD, Çin, AB ve büyük vakıflar birbirini dengelemeye çalışıyor.”

Bu yaklaşımın avantajı, olaylara netlik katmasıdır. Ancak dezavantajı, duygusal ve toplumsal etkileri görmezden gelmesidir.

---

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Yaklaşımı: Güven, Etik ve İnsan Etkisi

Kadınlar için OMS’nin sahibi kim sorusu, sadece bir güç meselesi değil, etik bir meseledir. Onlar genellikle şu noktaları sorgular:

- OMS’nin kararları halk sağlığını gerçekten koruyor mu?

- Alınan kararlar hangi toplumsal grupları etkiliyor?

- Aşı, ilaç ya da pandemi kararları kadınları, çocukları, yoksulları nasıl etkiliyor?

Kadın bakışı, rakamlardan çok insan hikâyelerine odaklanır.

Bir erkek, OMS’nin bütçesindeki %20’lik devlet katkısının azaldığını söylerken, bir kadın “bu, Afrika’daki çocukların sağlık hizmetlerine nasıl yansıyacak?” diye sorar.

Bu fark, sadece bilgi değil, algı yönetimi farkıdır. Erkekler mekanizmayı çözmeye çalışırken, kadınlar sonuçlarını anlamaya çalışır.

Sizce, hangisi daha önemli? Gerçeği bilmek mi, etkisini hissetmek mi?

---

Bağımsızlık mı, Bağımlılık mı?

OMS, kâğıt üzerinde bağımsız bir kuruluş olsa da, finansman yapısı onu kısmen bağımlı hale getiriyor. Örneğin, büyük bağışçılar belirli projelere fon ayırıyor. Bu durumda OMS o alanlara öncelik veriyor.

Bu da şu durumu doğuruyor: Küresel sağlık stratejisi, bazen “bağışçının önceliğine” göre şekilleniyor.

Erkekler bu durumu “stratejik zorunluluk” olarak görür.

> “Küresel sağlık yönetimi de tıpkı ekonomi gibi; kimin eli güçlüyse politika ona göre şekillenir.”

Kadınlar ise bunu “etik bir zafiyet” olarak değerlendirir.

> “Sağlıkta çıkar ilişkisi olmaz; bir çocuğun hayatı bağışçı politikasına bağlı olmamalı.”

İki bakış da kendi içinde haklı. Ancak forumda sıkça tartışıldığı gibi, bu karmaşık yapıda hem idealizm hem realizm iç içe geçiyor.

---

Kamuoyu Algısı: Bilgi Eksikliği mi, Güven Eksikliği mi?

Günümüzde birçok kişi OMS’ye karşı şüpheyle yaklaşıyor. Pandemi sürecinde alınan kararlar, geciken açıklamalar, ülkeler arası çelişkiler güveni zedeledi.

Erkek kullanıcılar bu durumu “veri tutarsızlığı” olarak görürken, kadınlar “şeffaflık eksikliği” olarak tanımlar.

Bir erkek şöyle der:

> “OMS verileri ülke bazlı topluyor, siyasi filtreye takılıyor, o yüzden istatistiklerde fark çıkıyor.”

Bir kadın şöyle cevap verir:

> “Peki ya insanların kaygısı? Kurum doğru bile yapsa, güven yoksa sonuç aynı olur.”

Görüyorsunuz, biri süreci, diğeri hissi tartışıyor. Ama ikisi de aslında aynı şeyi söylüyor: Güven kayboldu.

---

OMS’nin Sahibi Kim Sorusu, Aslında Kimin Umrunda?

“OMS’nin sahibi kim?” sorusunun cevabı, belki de tahmin ettiğimiz kadar karmaşık değil: OMS, tüm insanlığın ortak çıkarı için kurulmuş bir sistem; ama bu sistem, güç dengelerinden tamamen azade değil.

Erkekler için bu, stratejik bir gerçektir. Kadınlar için ise moral bir sorundur.

Bir taraf “dünya böyle işler” derken, diğer taraf “dünya böyle işlememeli” der.

Belki de asıl mesele kimin sahip olduğu değil, kimin sorumluluk aldığıdır.

---

Sonuç: Sahiplik Değil, Sorumluluk

OMS’nin “sahibi kim” sorusu, aslında “küresel sağlığın sorumlusu kim” sorusudur.

Erkeklerin veri ve güç odaklı analizleri, kurumun nasıl çalıştığını anlamamıza yardım eder.

Kadınların duygusal ve toplumsal hassasiyetleri ise, bu sistemin insana dokunan yönünü hatırlatır.

Gerçek şu: OMS ne tamamen bağımsız, ne de tamamen kontrol altında.

Ama dünya sağlığı, sadece politikaların değil, insanların da sahiplenmesi gereken bir şeydir.

Peki forum ahalisi, sizce küresel sağlık sisteminde “sahip” olmak mı önemlidir, yoksa “adil sorumluluk” almak mı?

Ve asıl soru şu: Güven duygusunu yitirmiş bir kurum, insanlığa gerçekten rehberlik edebilir mi?
 
Üst