KozmikRüya
New member
Samsun’un Doğanca Yeşilova Mahallesi’nde Jenerasyonla Kanalı’nın taşması kararında ekili tarım topraklarında büyük ziyan meydana geldi.
Düden mevkisinde su taşkınları niçiniyle yollar da su altında kaldı. Su taşkınları edeniyle mağduriyet yaşanan çiftçiler yetkilerden yardım istedi.
“KANALIN SUYU DENİZE AKIYORDU, BU TÜRLÜ BİR MESELEMİZ OLMUYORDU”
Konutu ve ahırının su basması kararı mağdur olduklarını söyleyen İlhan Akçay, “50 yıldır bu biçimde bir sorun yaşamadık. Kanalın suyu denize akıyordu ve bu biçimde bir sıkıntımız olmuyordu. Ancak bu Kuş Cenneti ötürüsıyla bizi mağdur ediyorlar. Bu kadar su hangi kuşa lazım. Benim konutumda mi yüzecek ördek. Denize açılsalar hiç bir sorunumuz yok. Biz kimsenin kötülüğünü istemiyoruz. Biz de tabiat seviyoruz, tabiat sevmesek bu köyde yaşamayız. Bizim bir an evvel mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz” dedi.
“ARPALARIMIZ BUĞDAYLARIMIZ DAİMA SULAR ALTINDA KALIYOR”
2016 yılında İstanbul’dan cet topraklarına dönüp tarım ve hayvancılığa başlayan Sedat Güçlü, “Otelcilikle uğraşıyordum. Hayvancılık yapalım, hayatımızı devam ettirelim diye geldim. Ama tarım ve hayvancılıkla bütün hayallerim burada suya düştü. Bizim tarım yerlerimiz her yıl daima olarak su altında kalıyor. Hayvanlarımızın yemleri, samanlarımız, yerlerimizdeki arpalarımız, buğdaylarımız daima suyun altında kalıyor ve mağduriyetimizi ekonomik olarak kimseden talep edemiyoruz. Güya Kuş Cenneti yapacağız derken, kuşların cennetini cehenneme çevirdiler. tıpkı vakitte insanların yaşadığı alanları cehenneme çevirdiler. Burada ki suyun denize aktarılması gerekiyor. Burada bu daha önce denize akıyordu. Burayı kapattılar, insanları suya boğdular” diye konuştu.
Mehmet Teke, “Bu su taşkınlarından dolayı ben çocuğumu okula sırtımda götürmek durumundayım. Bunu biz daima yaz-kış yaşıyoruz. Olağan çizmeyle gezemiyoruz. O denli bir bahtımız yok” tabirlerini kullandı.
“YAZ KIŞ YAĞMUR niçinİYLE MAĞDUR OLUYORUZ”
Düden mevkisinden çiftçi Ramazan Şener, “Bafra Ovası’nın bütün suları bu Kuşaklama Kanalı’na gelmekte. Bu kanaldan denize aktarmak için pompalar var. Bunlar hiç bir vakit için kâfi olmuyor. Hem yazın hem kışın yağmur yağdığında bu mağduriyeti yaşamaktayız. Bunun tek tahlili bu balık göllerinin fener boğazının oradan açılması. Su açıldığı vakit bu sorun büsbütün ortadan kalkacaktır. Yetkililerden tek isteğimiz budur. Bir an evvel şu fener boğazı açılsın. Bunun ne kuşlara ne balıklara hiç kimseye ziyanı yok” halinde konuştu.
“KANAL TEMİZLENMEDİĞİ İÇİN 2 YILDIR TAŞIYOR”
Elektronik öğretmenliğinden mezun olduktan daha sonra atanamayan ve köyüne dönüp çiftçiliğe başlayan Suat Kılıç ise şöyleki konuştu:
“Doğanca Mahallesi Yeşilova mevkisindeki Kuşaklama Kanalı’nda bulunan sazaklıkların temizlenmemesi kararı taşkın yaşandı. Bu Kuşaklama Kanalı temizlenmediği için 2 yıldır tarlalarımızı su basıyor. 2 yıldır hiç mahsul alamıyoruz. Şu an mazotun, gübrenin, tohumun bu kadar kıymetli oluşundan dolayı da mağdur durumdayız. Tarım yapmaya elimizdeki araçları satıp devam etmek zorunda kaldım. Bu bölgede bana ilişkin yalnızca 70 dönüm var. Bu bölgede yalnızca ben mağdur değilim. Bu toprağımda karnabahar ekiliydi, karnabaharları su kesti hiç bir şey alamadık. Artık buğday ektim, o da su altında kaldı. Yazın da birebir biçimde oldu. Kanal temizlenmediği için 2 yıldır taşıyor. Mağduriyetimizin bir an evvel giderilmesini istiyoruz zira tarım yapamıyoruz”
Düden mevkisinde su taşkınları niçiniyle yollar da su altında kaldı. Su taşkınları edeniyle mağduriyet yaşanan çiftçiler yetkilerden yardım istedi.
“KANALIN SUYU DENİZE AKIYORDU, BU TÜRLÜ BİR MESELEMİZ OLMUYORDU”
Konutu ve ahırının su basması kararı mağdur olduklarını söyleyen İlhan Akçay, “50 yıldır bu biçimde bir sorun yaşamadık. Kanalın suyu denize akıyordu ve bu biçimde bir sıkıntımız olmuyordu. Ancak bu Kuş Cenneti ötürüsıyla bizi mağdur ediyorlar. Bu kadar su hangi kuşa lazım. Benim konutumda mi yüzecek ördek. Denize açılsalar hiç bir sorunumuz yok. Biz kimsenin kötülüğünü istemiyoruz. Biz de tabiat seviyoruz, tabiat sevmesek bu köyde yaşamayız. Bizim bir an evvel mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz” dedi.
“ARPALARIMIZ BUĞDAYLARIMIZ DAİMA SULAR ALTINDA KALIYOR”
2016 yılında İstanbul’dan cet topraklarına dönüp tarım ve hayvancılığa başlayan Sedat Güçlü, “Otelcilikle uğraşıyordum. Hayvancılık yapalım, hayatımızı devam ettirelim diye geldim. Ama tarım ve hayvancılıkla bütün hayallerim burada suya düştü. Bizim tarım yerlerimiz her yıl daima olarak su altında kalıyor. Hayvanlarımızın yemleri, samanlarımız, yerlerimizdeki arpalarımız, buğdaylarımız daima suyun altında kalıyor ve mağduriyetimizi ekonomik olarak kimseden talep edemiyoruz. Güya Kuş Cenneti yapacağız derken, kuşların cennetini cehenneme çevirdiler. tıpkı vakitte insanların yaşadığı alanları cehenneme çevirdiler. Burada ki suyun denize aktarılması gerekiyor. Burada bu daha önce denize akıyordu. Burayı kapattılar, insanları suya boğdular” diye konuştu.
Mehmet Teke, “Bu su taşkınlarından dolayı ben çocuğumu okula sırtımda götürmek durumundayım. Bunu biz daima yaz-kış yaşıyoruz. Olağan çizmeyle gezemiyoruz. O denli bir bahtımız yok” tabirlerini kullandı.
“YAZ KIŞ YAĞMUR niçinİYLE MAĞDUR OLUYORUZ”
Düden mevkisinden çiftçi Ramazan Şener, “Bafra Ovası’nın bütün suları bu Kuşaklama Kanalı’na gelmekte. Bu kanaldan denize aktarmak için pompalar var. Bunlar hiç bir vakit için kâfi olmuyor. Hem yazın hem kışın yağmur yağdığında bu mağduriyeti yaşamaktayız. Bunun tek tahlili bu balık göllerinin fener boğazının oradan açılması. Su açıldığı vakit bu sorun büsbütün ortadan kalkacaktır. Yetkililerden tek isteğimiz budur. Bir an evvel şu fener boğazı açılsın. Bunun ne kuşlara ne balıklara hiç kimseye ziyanı yok” halinde konuştu.
“KANAL TEMİZLENMEDİĞİ İÇİN 2 YILDIR TAŞIYOR”
Elektronik öğretmenliğinden mezun olduktan daha sonra atanamayan ve köyüne dönüp çiftçiliğe başlayan Suat Kılıç ise şöyleki konuştu:
“Doğanca Mahallesi Yeşilova mevkisindeki Kuşaklama Kanalı’nda bulunan sazaklıkların temizlenmemesi kararı taşkın yaşandı. Bu Kuşaklama Kanalı temizlenmediği için 2 yıldır tarlalarımızı su basıyor. 2 yıldır hiç mahsul alamıyoruz. Şu an mazotun, gübrenin, tohumun bu kadar kıymetli oluşundan dolayı da mağdur durumdayız. Tarım yapmaya elimizdeki araçları satıp devam etmek zorunda kaldım. Bu bölgede bana ilişkin yalnızca 70 dönüm var. Bu bölgede yalnızca ben mağdur değilim. Bu toprağımda karnabahar ekiliydi, karnabaharları su kesti hiç bir şey alamadık. Artık buğday ektim, o da su altında kaldı. Yazın da birebir biçimde oldu. Kanal temizlenmediği için 2 yıldır taşıyor. Mağduriyetimizin bir an evvel giderilmesini istiyoruz zira tarım yapamıyoruz”