SGK hizmet listesi nedir ?

Simge

New member
SGK Hizmet Listesi: Rakamların Ardındaki Sosyal Gerçeklik

SGK hizmet listesi, teknik olarak bir bireyin çalışma hayatındaki sigortalı dönemlerini, prim gün sayılarını ve işveren bilgilerini gösteren resmi bir kayıttır. Ancak bu belgede yalnızca rakamlar, tarihler ve kurum adları yoktur; satır aralarında bir toplumun emek tarihine, eşitsizliklerine ve dayanışma biçimlerine dair derin ipuçları saklıdır. Bu yazıda, SGK hizmet listesini sadece bürokratik bir belge değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk temelli eşitsizliklerin izini sürebileceğimiz bir sosyolojik metin olarak ele alacağız.

---

1. SGK Hizmet Listesinin Görünmeyen Yüzü: Emek ve Kimlik

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından tutulan hizmet listesi, görünürde objektif bir kayıt sistemidir. Ancak “objektiflik” her zaman eşitlik anlamına gelmez. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK, 2023) verilerine göre, kadınların sigortalı çalışma oranı erkeklere kıyasla hâlâ %28 daha düşüktür. Bu fark yalnızca işgücüne katılım eksikliğini değil, aynı zamanda sosyal güvenceye erişim hakkındaki yapısal eşitsizlikleri de yansıtır.

Kadınların ev içi görünmeyen emeği bu listede yer almaz. Bir anne, yıllarca evde bakım emeği verir; ama SGK hizmet listesi onun adını “çalışmamış” olarak kaydeder. Bu durum, toplumsal cinsiyet temelli emek ayrımının devlet kayıtlarına nasıl işlendiğini gösterir.

Tartışma sorusu:

Bir toplumun “çalışma tarihi” kayıtlara yalnızca ücretli emek üzerinden mi geçmeli, yoksa ücretsiz emeğin değeri de sosyal güvenlik sistemine yansıtılmalı mı?

---

2. Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden SGK Verileri

Feminist ekonomi teorisi, emeği yalnızca üretim araçlarıyla değil, yeniden üretim süreçleriyle de değerlendirir. Kadınlar çoğunlukla kesintili çalışma geçmişine sahiptir — evlilik, doğum ve bakım sorumlulukları nedeniyle. Bu kesintiler SGK hizmet listesine “boşluk” olarak yansır. Ancak bu boşluklar aslında bir yokluk değil, toplumsal cinsiyet normlarının yarattığı sistematik bir dışlanmadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO, 2022) raporuna göre, Türkiye’de kadınların %42’si sigorta primlerinin eksik yatırıldığını veya hiç yatırılmadığını belirtmiştir. Bu durum yalnızca bireysel mağduriyet değil; patriyarkal iş yapısının görünür bir sonucudur.

Kadınlar genellikle kayıt dışı sektörlerde veya parça başı işlerde çalıştıklarından, SGK hizmet listesi toplumsal cinsiyet farkını sadece rakamsal değil, yapısal bir olgu olarak belgelemektedir.

Soru:

Eğer devlet, görünmeyen emeği “çalışma” olarak tanımlasa, sosyal güvenlik sistemimiz nasıl değişirdi?

---

3. Sınıf ve Emeğin Erişimi: Kimler Hizmet Listesinde Görünür?

SGK hizmet listesi, sınıfsal farklılıkların da bir aynasıdır. Üst gelir gruplarında yer alan bireylerin prim günleri genellikle kesintisiz ve yüksek ücretlerle ilişkilidir. Buna karşın alt gelirli bireylerin listelerinde kısa süreli sigortalar, sık iş değişiklikleri ve prim eksiklikleri dikkat çeker.

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün 2021 tarihli “Emeğin İzleri” araştırması, düşük gelirli çalışanların ortalama 5 yılda bir kayıt dışı döneme girdiğini ve bu sürelerin emeklilik yaşını ortalama 6 yıl geciktirdiğini ortaya koymuştur. Bu fark, sınıf temelli yapısal bir dezavantajdır.

Sınıf yalnızca ekonomik bir kategori değildir; aynı zamanda sosyal statü, eğitim seviyesi ve iş güvencesine erişim biçimiyle de ilişkilidir. Bu nedenle SGK hizmet listesi, bir toplumun sınıfsal katmanlarının “resmî iz düşümü” olarak okunabilir.

---

4. Irk ve Etnisite Boyutu: Görünmeyen Çalışanlar

Türkiye’de ırk ve etnik kimlik temelli işgücü farklılıkları açıkça kaydedilmese de, göçmen ve azınlık topluluklarının SGK sistemine dâhil olma oranı belirgin şekilde düşüktür. Özellikle Suriyeli göçmenler arasında kayıt dışı çalıştırılma oranı %85 civarındadır (ILO Türkiye Raporu, 2023).

Bu durum, SGK hizmet listesinde “görünmeyen” bir işgücünü doğurur. Bu görünmezlik, hem sosyal koruma eksikliğini hem de kimlik temelli dışlanmanın ekonomik bir yansımasını oluşturur.

Irk temelli ayrımcılık, sadece işe alınmada değil, sigorta bildiriminde de kendini gösterebilir. Bazı işverenler, göçmen çalışanları maliyet kaygısıyla sigortasız çalıştırarak sistematik bir sosyal dışlanma yaratır.

---

5. Erkeklerin ve Kadınların Perspektifleri: Farklı Ama Tamamlayıcı

SGK hizmet listesi üzerine tartışmalarda erkeklerin bakış açısı genellikle rasyonel, çözüm odaklıdır. “Nasıl daha fazla prim biriktirebilirim?”, “Emeklilik yaşını nasıl optimize edebilirim?” gibi sorular sorulur. Bu, veriye dayalı bir kontrol arzusunu yansıtır.

Kadınların yaklaşımı ise sıklıkla sistem eleştirisi ve empati içerir. “Neden doğum iznim hizmet dökümüne tam yansımıyor?”, “Evde çalıştığım yıllar neden görünmez?” gibi sorular, duygusal değil; toplumsal adalet perspektifine dayalıdır.

Her iki bakış açısı da değerlidir çünkü biri yapısal çözüm üretmeye çalışırken, diğeri bu çözümlerin insani etkilerini vurgular. Toplumsal cinsiyetin bu iki yönü, SGK sisteminin gelecekteki reformlarında dengelenmesi gereken iki kutbu temsil eder.

---

6. Sosyal Güvenlik Bir İnsan Hakkı mı, Ayrıcalık mı?

Birleşmiş Milletler’in 1948 İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 22. maddesi, sosyal güvenliği temel bir insan hakkı olarak tanımlar. Ancak SGK sisteminde bu hak, çoğu zaman ekonomik faaliyetle koşullandırılmıştır. Çalışmayan, sigortasız veya kayıt dışı bireyler bu haktan dışlanır.

Bu durum, sosyal devlet anlayışının sınıfsal sınırlarını da görünür kılar. Eğer sosyal güvenlik, yalnızca ücretli çalışanlara sağlanan bir avantajsa, “hak” olmaktan çıkıp “ayrıcalık” haline gelir.

Tartışma sorusu:

Bir toplumda sosyal güvenliğe erişim, bireyin üretkenliğine mi yoksa insan olma onuruna mı dayanmalıdır?

---

7. Geleceğe Bakış: Eşitlikçi Bir Hizmet Listesi Mümkün mü?

SGK hizmet listesi gelecekte yalnızca iş günlerini değil, bakım emeğini, gönüllü çalışmayı, sosyal katkıyı da içerebilir mi? Dijital dönüşüm ve yapay zekâ destekli kayıt sistemleri, daha kapsayıcı bir emek tanımı geliştirebilir.

Oxford Üniversitesi’nin 2024 tarihli Work and Equality in Digital Societies raporu, “sosyal veri adaleti” kavramını öne çıkarıyor: yalnızca veriye sahip olmak değil, verinin nasıl toplandığı ve kimin hikâyesini dışarıda bıraktığı da önemlidir.

---

Sonuç: Rakamların Arkasındaki İnsan Hikâyeleri

SGK hizmet listesi, kağıt üzerinde bir “çalışma özeti” gibi görünse de aslında bir toplumun eşitsizlik tarihini taşır. Her eksik prim günü, her kesintili kayıt, sosyal normların bir sonucudur. Bu nedenle hizmet listesi, sadece bireysel bir belge değil; kolektif bir toplumsal hafızadır.

Gerçek soru şudur:

SGK hizmet listesini değiştirmek mi daha kolay, yoksa onu şekillendiren sosyal yapıları dönüştürmek mi?

---

Kaynaklar:

- TÜİK (2023). Kadınların İşgücüne Katılım Raporu

- ILO (2022, 2023). Türkiye’de Sosyal Güvenlik ve Cinsiyet Eşitsizliği Raporları

- Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü (2021). Emeğin İzleri: Sosyal Güvenlik ve Sınıf Analizi

- Birleşmiş Milletler (1948). İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

- Oxford University (2024). Work and Equality in Digital Societies
 
Üst